Hiç kimse Madonna kadar Anka kuşu misali kendini yeni baştan yaratma gücüyle övünemez herhalde. Yılların ikonu, bir devrimci… Değişmekten, eleştirilmekten hatta yer yer taşlanmaktan, farklı ve garip görünmekten asla korkmayan, müzik dünyasının kraliçesi. Yeni albümü “Finally Enough Love: 50 Number Ones”ın da 1 numara olmasıyla her zamanki gibi yeni bir ‘comeback’ eşiğinde. Yeni kuşaklar belki sadece Beyonce ile yaptığı single ile onu hatırlasa bile, yıllardır müzik ve moda dünyasını domine etmiş, onlarca taklidiyle birlikte aslını yaşatmış biri. Madonna’nın ürettiği şarkı sayısı kadar tematik moda görünümleri /çıkartmaları var. Ve müzik videolarında yarattığı stillerin moda endüstrisine etkisi büyük. Hatta yeni bir single’dan daha sık yeni stil yarattığı da hiç şaka değil. Punk kültürü, spor ve underground, Amerikan tarzı maskülen takımlar… Retro ve oldukça kışkırtıcı tarzlar denedi. Çıkarttığı albümler ışığında Madonna’nın tarzının değişiminden ve tarz değişiminde ona öncülük eden tasarımcılardan bahsedelim.
90’lar öncesi: “Like a Virgin”
Madonna, 1980’lerde bir gelinlik içinde söylediği ilk albümü “Like a Virgin” ile dünyayı yerinden salladı. Sean Penn’le yüksek profilli bir düğün ve o günlerde giydikleriyle yansıttığı zevkiyle tam 80’lerin stil ikonu olarak hafızalara kazındı. Tozluklar, muz pantolonlar, süper kısa etekler, yüksek belli şortlar, neon renkler, geniş vatkalı omuzlar ve saçların en parlak sarı olduğu dönemi çok dikkat çekiciydi.
90’lar: “Erotica – Ray of Light”
90’lar Madonna’nın en popüler iki konser turunu, Blond Ambition ve The Girlie Show’u yaptığı yıllar. Bu dönem koni büstiyerlerin, payetli şortların, file taytların, bağcıklı yüksek çizmelerin, ve “Vogue” şarkısı için boncuklu kafa aksesuarlarının ortaya çıktığı zamanlar… O yıllarda Madonna’nın yakın arkadaşı, ilham perisi ve tasarımcısı Jean Paul Gaultier özellikle Blond Ambition turunda ünlü şarkıcıya giydirdikleriyle şöhretin zirvesine çıkmıştı.
“You’ll See” şarkısının çıkmasıyla bir dizi kişisel dram, ayrılık ve skandal dönemi başladı. Madonna’nın tüm dedikodulara rağmen kendine, değerli olduğunu hatırlatmak istediği dönem olarak da adlandırılabilir. Bu dönem sadece yeni bir albümün değil, aynı zamanda “Evita” filminin fırtınaları da yaşanıyordu. Yine bu dönem “Bir aile kurmak istedim” diyerek dansçı Carlos’tan kızı Lourdes doğdu. Bu dönem daha naif bir kadın gibi hissetmek istediği için tarzını da değiştirdi; kadınsı retro imajlara dikkat çekici bir şekilde yöneldi. Bu naif, zarif kadın imajında Madonna’ya destek olan tasarımcılar arasında ise Versace ve Alaia vardı. Özellikle “Bad Girl” şarkısının sinematografik klibini dikkatlice incelerseniz, Madonna’nın yırttığı kuru temizleme plastik torbasının altında Alaia logolu siyah bir takım elbiseyi görebilirsiniz.
2000’ler: “Music – Confession on a Dance Floor”
Madonna’nın eski Hollywood tarzındaki görüntülere, kovboy temalarına, gotik, eşofmanlara ve “bir anneye yakışmayan” gizli isteklere çekildiğini öğrendiğimiz en şaşırtıcı ve çeşitli dönem.
2005 yılında “Confessions on a Dance Floor” albümü yayınlandı. Madonna yeni saç modeli ve vücudunu tek parça dans giysisine bağlı pembe bluzu ile tüm ekranları kapladı. Yeni saç modeli retro-cazibe temasından etkilenerek uygulanmıştı ve 1920’lerin efsane aktristi Marlene Dietrich tarzındaydı. Çok popüler hale geldi. Kovboy şapkaları, y2k tarzı ve sportif kıyafetleriyle ünlü şarkıcı, o yıllarda Stella McCartney ile hem yakın dost hem de kostüm çalışmalarını yürüttüğü iş arkadaşı olarak devamlı birlikteydi.
2017 ve sonrası “Madame X”
Madonna Portekiz’e taşındı. Artık geçmiş hakkında konuşmak istemiyor - kendisinin tabiriyle “artık anı yaşıyordu.” Çok geçmeden şarkıcıyı tamamen yeni bir dönem bekliyordu. Yeni albümünün yayınlanmasından önce Madonna, kimliğini değiştirerek dünyayı dolaşan gizli bir ajan olan Madame X olarak ortaya çıktı: “Özgürlük için savaşır ve karanlık yerlere ışık tutar. Her gün farklıdır - ya bir profesör ya da bir mahkum, ya bir öğrenci ya da bir rahibe veya bir katil!” Madonna’nın kendisi gibi Madame X de dişi bir bukalemun olarak tanımlanabilir aslında. Kendisini tarzdan tarza sokmaya yardımcı olan tasarımcı ise Francesco Scognamiglio idi.