Yıllarca sabah 6’da kalkıp yola çıktım. Daha hava aydınlanmadan, İstiklal Caddesi’ndeki Atlas Pasajı’nın kepenkleri açılmamış kapısı önünde sıraya girmek için. İstanbul Film Festivali veya Filmekimi gösterimlerine istediğim yerden bilet alabilmek için. İstediğim yerden, çünkü “yeter ki filmi göreyim, nereden olursa olsun” dönemini geçeli çok oluyor. Yoksa ilk yıllarda kafamızda yer endişesi olmadan AKM’nin önünde sabahladığımız bile olurdu. Hayata kısa bir ara vermenin bana göre en güzel yolu olan film festivallerinde, artık bu yaşta, hele de günde en az üç, nadiren de beş film izleyen biriyseniz yer çok önemli oluyor. İnsanın beli ağrıyor, boynu tutuluyor, zaten kan dolaşımı sekteye uğruyor, hiç değilse arada bir bacak uzatmak gerekiyor vs. İKSV’den “Bu yıl yerler numarasız” açıklamasını duyunca, ayağımın altından yer çekilmiş gibi oldu. Sabahın kör karanlığında sıraya giren o bir avuç insan için de bu yeni düzenin “şüyuu vukuundan beter” olmuştur, eminim. Daha ne olup biteceğini görmeden, endişeler kafalara üşüştü. Her film için yarım saat beklesem, en az bir saat kuyrukta bekleyeceğim, süresi uzun olan bir filmin son kısmını bir sonraki filmde yer bulacak mıyım endişesiyle rahat izleyemeyeceğim vs. Karar verdim ki artık film festivallerinde “ihtiyarlara yer yok.”
18.10.2024 04:35
Filmekimi’ni Diyarbakır’dan izlemek
Bu yıl ilk kez uygulanan numarasız oturma düzeni sonrasında ‘ayarı bozulan’ ve soluğu Diyarbakır’da alan eski bir festival izleyicisinin Filmekimi notları
Adı bile heyecan yaratan dizi başlıyor
13 Aralık 2024
“Aradığımız modern aşiret paket eril karakter…”
06 Aralık 2024
Prime Video'nun yatırımları altı katına çıkıyor
22 Kasım 2024
Ağzı bozuk ama kalbi temiz
11 Ekim 2024
Anne ve baba katili iki kardeşin hikayesi
Tüm Yazıları
20 Eylül 2024