19 Nisan 2024, Cuma
28.05.2021 06:00

Kadınların işi dünyanın her yerinde zor

Filipinler’den, Rusya’dan ve Mısır’dan üç ayrı belgesel. Üçü de kadınlarla ilgili, yapanlar da kadın 

Her yıl ortalama 200 bin Filipinli kadın çalışmak üzere yurt dışına gidiyormuş. Kısaca OFW (Overseas Filipino Workers) olarak anılan bu kadınlara ülkeye getirdikleri döviz için Başkan Duerte’nin şükranlarını sunduğu biliniyor. Denizaşırı Hizmetçiler / Overseas ise bu kadınların iki yıllık kontratlarla (çoğunlukla Ortadoğu ülkelerine) çalışmaya gitmeden önce eğitim aldıkları ajanslardan birinde geçiyor. Bebek yıkamaktan yatalak hastaların çarşafını değiştirmeye, masa düzeninden evin erkeklerinin tecavüzünden korunmaya her konuda eğitim var. Global dünyanın modern kölelerini anlatan bu çok ödüllü belgeselin Koreli yönetmeni Sung-a Yoon 15-20 ajansı dolaştıktan sonra sonuncusunda karar kılmış ve filmini üç günde çekmiş. Fon bulmaya uğraşırken de ‘Avrupa’nın giderek yaşlanan ve bakıcılara daha çok ihtiyaç duyan nüfusu’ kartını kullanmış. Canlandırmalarda erkeklerin tacizinin önüne geçilemiyorsa son çare olarak bildirmeleri söyleniyor kadınlara. Biri safça soruyor: “Polise mi?” Hemen cevabını alıyor: “Hayır, ajansa tabii ki.” *** İsviçreli yönetmen Julia Bünter’in Nişanlılar / Fiancées isimli belgeselinde evliliğe hazırlanan üç genç çift var: Tiyatrocu çift Betül ve Besim, bir yandan bir oyun sergilerken bir yandan da evlerinin tamamlanması bekliyorlar. Betül’ün babası, ‘kızının bir damla gözyaşı için dünyayı yakacak’ babalardan ve Besim’e ayar vermekten çekinmiyor. Marize ve Rami batı kültürü almış, varlıklı ailelerin çocukları; doğum kontrolü ve evlilikte cinsellik temalı eğitim alıyorlar. Fotoğrafçı Randa ve doktor nişanlısı Abdülrahman, geleneksel aile yapılarından gelen gençler ve Randa aile büyüklerine müstakbel kocasının da ev işlerine yardım edebileceğini bir türlü kabul ettiremiyor. Yönetmen Bünter, Mısır’a ve özellikle Kahire’ye hayran kalmış, sonra bu filmi yapmak üzere Kahire’ye yerleşip bir süre orada yaşamış. Filminin iki bireyin sonsuza kadar birleşmesinin öyküsü değil, Batı kültürüyle geleneksel davranış biçimleri arasında sıkışıp kalmış Mısır toplumunda kadın ve erkeğin rollerinin konuşulması için bir araç olduğunu söylüyor. *** Vladimir Radovsky bir psikolog, 900’lü hatlarda cinsel tavsiyeler veriyormuş. Arayanların çoğunun kadın olduğu görünce bir ‘Baştan Çıkarma Okulu’ kurmaya karar vermiş. Yönetmen Alina Rudnitskaya’nın radarına da 10 yıl kadar önce, bu okulla girmiş. Yönetmenin okulda çektiği ve farklı toplumsal katmanlardan gelen üç kadının erkekleri parmaklarının ucunda oynatmayı öğrenmelerine odaklanan kısa filmi Bitch Academy birçok festivalde ses getirince Rudnitskaya bu kadınları izlemeye ve hayatlarının kaydını tutmaya karar vermiş. Sonuç, kadınların okulu bitirdikten sonraki hayatlarını da içeren Baştan Çıkarma Dersleri / School of Seduction. Vladimir Bey’in okulunda zengin erkeklerin nasıl baştan çıkarılacağını kavrayan kadınlar, sonra Avusturya Görgü Okulu gibi yerlerde de o zengin erkeklerin nasıl elde tutulacağını öğreniyor. Ancak bir politik arka planı da var bu filmin. Erkeğin her zaman ve her koşulda bir adım önde olduğu bir toplum düzeni içinde, Putin Rusyası’nda kadın olmanın zorluklarını, Putin’in ‘her aileye üç çocuk, kadının yeri evde çocuk büyütmek’ temalı sevecen konuşmalarını fona serpiştirerek işliyor.