‘Kızlar’ büyüdü, sorunlar bitmedi ama artık dünya daha sürprizli

Yirmili yaşlarımda tatlı, samimi veya mutlu şeyler yazmanın utanç verici olduğunu düşünüyordum. İroni, hiciv, acımasızlık kullanarak insanları şaşırtmak daha çok ilgimi çekiyordu. Çünkü izleyenlere hayatın zorluklarını yansıtmam gerektiğine, böylelikle kendilerini daha az yalnız hissedeceklerine inanıyordum. Ama artık biraz daha umutlu olabilsinler diye insanlara hayatın tatlı yönlerini yansıtmayı istiyorum.” 
2013 yılında, 23 yaşındayken Time dergisinin yılın en önemli 100 kişisinden biri olarak seçtiği, HBO’dan 24 yaşında ‘açık çek’ alan, artık kült statüsünde sayılan Girls dizisinin yazarı Lena Dunham, The Times gazetesine böyle demiş, geçen hafta. Söyleşinin nedeni, Dunham’ın bu hafta Netflix’te yayına giren dizisi Too Much. 20’lerindeki New York’lu kızların bunalımlı hayatlarını anlatan Girls’ten 13 yıl sonra Dunham yine bir diziyle, 10 bölümlük Too Much ile karşımızda. Tıpkı söylediği gibi, bu kez tatlı bir romantik komedi yazmış ama tam zamanımızın romantik komedisi bu; yani ne kadar tatlı olsa da ilişkilerin zorluğunu, gündelik hayatın toz pembe olmayan yanlarını da içeriyor. Aşkı bulmak, aşka düşmek ve tüm olasılıklara karşılık aşkı sürdürmek ile ilgili Too Much.