Geçen yıl belgesel festivallerinde öne çıkınca Netflix’in hemen satın aldığı bir Afgan filmi Three Songs for Benazir. Kısa belgesel kategorisinde Oscar adayı olmaya çok yakın olan bu 22 dakikalık belgeselde çok genç ve umut dolu bir gencin, Şayeste ile karısı Benazir’in hayatından dört yılın özeti var. Hamile karısıyla ve ailesiyle birlikte savaş nedeniyle yerinden yurdundan olmuş Afganlar için hazırlanan son derece ilkel bir kamp alanında yaşamını sürdüren Şayeste’nin orduya katılıp ülkesine hizmet etmeyi umarken kendini nerede bulduğunu izliyoruz. Belgeselin yapımcı ve yönetmenleri Elizabeth ve Gülistan Mirzaei, bu kampın çok yakınında yaşayan Afgan bir çift, zaten Şayeste’yle de kamptaki gönüllü çalışmaları sırasında tanışmışlar. Kamptakiler de onları tanıyıp yakınlaşınca normalde dışarıdan birinin kaydetmesi zor olan görüntüleri çekebilmişler. Gülistan Mirzaei filminin odağının savaş değil aşk olduğunu belirtiyor. Elizabeth de “İnsanlar Afganistan’ı bizim gözümüzden görsünler istedik” diyor. “Savaşın bu kadar yakınında yaşayanlar için gündelik hayatın tatlılıkları, komiklikleri başka türlü bir vurguya sahip.” Bu kısacık belgesel belki de ayrıcalıklarımızı, önceliklerimizi sorgulamamıza yol açar, belli mi olur?
