19 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
26.03.2021 06:00

Shtisel’ın senaristi: Bir Başkadır şahane

Ori Elon aslında röportaj yapmaktan pek hoşlanmayan bir senarist ama bizi kırmadı

Shtisel’ı ortaya çıkaran iki arkadaş: Ori Elon ve Yehonatan Indursky, diziyi Shtisel isimli bir Kudüs restoranında akıl etmişler. Ori Elon’la 2019 sonunda ve tesadüfen diziyi izledikten hemen sonra gittiğim bir İsrail gezisinde tanışmış, Netflix için üçüncü sezonu yazmaya başladıklarını o zaman öğrenmiştim. Sohbetimizden iki ayrıntı aklımdan çıkmamış. İlk iki sezonu çekerken hiç bütçeleri olmadığı için aslında çok zengin olan sofraların dizide pek mütevazı olmasına üzüldüğünü anlatmıştı. Bir de dizideki Akiva  için ‘date’ sahneleri yazsa da kendisinin hiç ‘date’ tecrübesi olmadığından, karısıyla 16 yaşından bu yana beraber olduğundan bahsetmişti bu altı çocuk babası olduğunu öğrenince kulaklarınıza inanamadığınız genç adam. Zaman uçup gitti ve yeni sezonun yayın vakti geldi. Ben de röportaj yapmaktan hoşlanmadığını bildiğim halde şansımı denedim ve Ori Elon’a bir mail atıp acaba bize üçüncü sezonla ilgili bir şeyler söylemek ister mi diye sordum. Cevap geldi:

Shtisel’in yazrı Ori Elon
Shtisel’in yazrı Ori Elon
“Üçüncü sezon, ikinci sezonun kaldığı yerden aşağı  yukarı beş yıl sonrasında başlıyor. Aslında gerçekte de bu kadar zaman geçti. Sezonlar arasındaki bu uzun süreye karşılık Shtisel’a geri dönüş, sanki aile ocağına dönmek gibi bir şey oldu. Karakterler bu geçen zamanda yaşamaya devam etmiş gibi hissettik. Shtisel aslında yerel izleyici için düşünülmüş bir diziydi ama Netflix global bir boyuta taşıdı diziyi. Ancak her sanat dalının en çok bilinen sırlarından biri (çok bilinse de sırdır yine) bir hikayenin ne kadar kişisel ve samimi olursa o kadar evrensel olduğudur. Mesela sanat ile Akiva’nın geleneksel hayatı arasında yaşanan gerilim. Kendi deneyimlerimden de biliyorum bunu. 17 yaşında dini okul öğrencisiyken aynı zamanda resim derslerine gidiyordum. Dini inanç ve sanat bugün de kişiliğimin iki temel unsurunu oluşturuyor. Geçenlerde, Shtisel yapımcısı Dikla Barkai bana şahane bir Türk dizisinden söz etti: Ethos (Bir Başkadır). Çok farklı açılardan olsa da Ethos da Shtisel’ın ele aldığı konulara değiniyor. Hemen bağlandım diziye. Netflix bize dünyanın her bir yanından birçok farklı hikayeyi paylaşma fırsatı veriyor ki bu da hikaye anlatanlar için inanılmaz bir armağan.”

25 milyon dolarlık film puhutv’de

Bu yıl Sundance Film Festivali’nde Apple, bir filme 25 milyon dolar sayarak tüm haklarını aldı. Filmin adı CODA, ‘Child of Deaf Adults’ ibaresinin baş harfleri yani. Türkçe söylersek, işitme engelli ana babanın çocuğu. Aslında hiç duymayan bir ailenin duyan ve üstelik şarkıcı olan genç kızının hikayesine odaklanan film, 2014 yılında çekilmiş, ödüller almış, bizim de festivalde izlediğimiz La Famille Belier’nin ABD’liler için yeniden çekimi ve tam bir aile filmi. Yakın gelecekte platformda yerini almadan önce filmin orijinalini izlemek isteyenler puhutv’de filmi bulabilir. Nedense Fransız filmleri sekmesinde İtalyanca posteriyle var ama zaten özgün isimle aratınca bulunmuyor. Hayatımın Şarkısı diye aramanız lazım. Tatlı film. (puhutv)

Sinema tarihinin en güzel aşk filmlerinden

34’üncü sayfada anlattığı gibi MUBI kurucusu Efe Çakarel’in aklına düşüp de plaftormun ortaya çıkışına neden olan ve sinema tarihinin en güzel aşk filmlerinden biri olarak kabul edilen In the Mood for Love, hoş bir tesadüf sonucu şu an platformda hem de yenilenmiş kopyasıyla izlenebiliyor. Çakarel, “Filmi bilen 20-30 bin kişi vardır illa ki Türkiye’de ama neden bir milyon kişi olmasın ki?” diyor. Evet, neden olmasın?
In the Mood for Love
In the Mood for Love