13 Ağustos’ta ikinci sezonu Prime Video platformunda yayına giren Modern Love’ın her iki sezonu da, diziye esin kaynağı olan köşe gibi gerçek insanların gerçek aşk hikayelerinden uyarlanmış, yarımşar saatlik sekiz bölümden oluşuyor. Gazete köşesinin sıkı takipçisi olan yönetmen John Carney’in projesinin ilk sezonunda Anne Hathaway, Dev Patel, Tina Fey, Andy Garcia, Jane Alexander, Catherine Keener gibi isimler, New York sakinlerinin gazete köşesi için kaleme aldığı çeşitli hikayeler var: Aşkın başlamak üzere olanı, yorulmuşu, unutulmamışı, ne olduğuna karar verilemeyeni, çok geç geleni... Ancak hepsi New York’un kalburüstü semtlerinde ve çok güzel evlerde, mekanlarda geçiyor. Kötü insanlar, büyük çatışmalar, derin üzüntüler yok; Noel filmleri gibi. Bu nedenle olsa gerek, çok izlenmekle birlikte çok da eleştirilen dizinin ikinci sezonu daha ‘çeşitli’ olmuş; aşırı beyaz ve ‘straight’ değil. Bu sezonun yıldızları arasında Kit Harrington, Minnie Driver, Anna Paquin gibi isimler öne çıkıyor. Bütün hikayeler New York’tan değil, Londra, Dublin girmiş devreye. Bu kez ilişkilerin daha zorlu yanları, ölümcül hastalıklar, hatta ölüm bile var temalar arasında. Kit Harrington bölümüne bir Game of Thrones esprisi eklenmeden de durulamamış. Kısacık hikayeler, sırası yok, devamı yok, bir oturuşta da izlenebilir, teker teker de. Sever misiniz? Bu da aşk gibi biraz, risk almadan belli olmaz. 
Bir başka The New York Times köşesi
The New York Times’dan yakın geçmişte ekrana (Netflix’e yani) aktarılan bir diğer köşe de Diagnosis idi. House dizisine ilham veren ve dizinin danışmanlarından olan Dr. Lisa Sanders’in aynı adlı yedi bölümlük belgeselinde teşhis konulamayan hastalıklar başrolde. Önceki yıl Dr. Sanders köşesinden dizinin hazırlığını duyuruyor, okurlarıyla bazı vakaları paylaşıyor, dünyanın her yanından yorumlar yağıyor ve çaresiz dertlere çare bulmanın en önemli adımı atılıyor, hastalıkların adı konuyor. Gerçek hayattan House vakaları gibi düşünün.
