Yönetmen Reha Erdem’in yeni filmi Seni Buldum Ya! filminin bütün oyuncuları kendilerine özel yazılmış rolleri evlerinde canlandırıyor. Bu hikayenin kurbanı ve korkanı varsa; kafa tutanı, deli edeni, âşık edeni de var. Biz, bu bol şarkılı ve danslı filmde şimdiye kadar görmediğimiz bir rolde izlediğimiz Tilbe Saran’a yönelttik sorularımızı
Reha Erdem, 27 Mayıs 2020’de “Online filmimiz yakında!” notuyla, filmin afişini paylaşmıştı Twitter’da. Yaklaşık 10 ay sonra 13 Mart’tan itibaren filmi MUBİ’de izleyebileceğiz. Hem de ‘gala’dan önce ekibin katılacağı bir soru-cevap seansıyla birlikte. Erdem, Zoom üzerinden çektiği filmi Uğur Vardan’a anlatırken, “Belki de dünyanın en huzurlu setiydi, sadece yönetmen ve bir oyuncu” demiş. İzlerken de insan ilk dakikalarda bir ikircikleniyor, nasıl yani sırayla tek tek çıkıp konuşacak mı oyuncular diye ama kısa sürede bu soru uçup gidiyor kafadan. Şarkılar, danslar ve Erdem’in kamerasından boş İstanbul sokakları arasında hikaye hızla gelişiyor. Oyuncuların her biri çok iyi; biz sorularımızı şimdiye kadar gördüklerimizden çok farklı bir rolde karşımıza çıkan Tilbe Saran’a yönelttik. Tilbe Saranİzlemeyenler için filmin tanıtımını nasıl yaparsınız? Pandeminin en içimizi kararttığı zamanları en keyifli ve hafif biçimde hatırlayacağınız matrak bir belge. Nasıl bir deneyimdi, pandemi koşullarında ‘uzaktan’ çekim? Hayatımızda hiç bakmadığımız kadar baktığımız ve dünya ile iletişimimizi sağlayan tek alete, adeta içine düştüğümüz bir ekrana bu kadar heyecanla bakmak tuhaf bir durumdu! Üstelik de boştu! Yönetmenin silik bir gölgesi ve sesini ileten bir kutu. Gaipten sesler geliyor ve çocuk gibi siz de oyunun gücüne kapılıp dahil oluyorsunuz… Elbette karşımda Serkan’ı hayal etmek de çok keyifliydi. Arzu karakteri için biz ‘feleğe çemberini ters geçirir’ diyoruz, siz ne dersiniz? E cin olmadan adam çarpmaya kalkanlara feleği ters geçirir tabii. Giysiler ve mekan düzenlemesi nasıl oldu? En eğlenceli kısım o oldu. Elimizdeki gündelik eşyaların bir sahne aksesuarına, dekoruna dönüşmesi, her gün giydiğiniz bir elbisenin kostüm olması birlikte oyun oynuyormuş hissi yarattı.
Pandemide doğayı izledim
Pandemi döneminde siz neler izlediniz? Uzun zaman internetin sınırlı olduğu doğanın göbeğinde olan bir bölgedeydim. Dolayısıyla doğayı izledim, baharı, yazı, yaklaşan sonbaharı... Kendinize yakın bulduğunuz yönetmenler kim? Reha Erdem, Emin Alper, Nuri Bilge Ceylan, Tolga Karaçelik ve Hayaletler’ini çok beğendiğim Azra Deniz Okyay... Aradaki kısa filmi saymazsak, En son İstanbullu Gelin’de Türkiye’yi terapiyle tanıştıran bir karakteri canlandırmıştınız. Size nasıl bir yansıması oldu o karakterin? İstanbullu Gelin’deki sahnelerden sonra neredeyse tüm televizyon dizileri toplu terapi gibi oldu. Demek ki toplumumuz bireyselleşme sürecinde insanın ruhsal, zihinsel, duygusal yapılarını anlamaya, anlamlandırmaya ihtiyaç duyuyor. Buna vesile olduysak ne mutlu. Beni hep çok heyecanlandıran, çok önemsediğim, meraklı olduğum psikolojinin ve psikiyatrinin etkili bir temsilcisi olmak çok mutlu etti. Tabii karşımdaki oyuncunun, iyi yazılmış bir metnin ve zaman harcanarak çekilen bir sahnenin içinde oynamanın hazzı da müthişti.
Künye