23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
30.04.2021 06:00

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı: "Türk kahvesi ve falı Çin’de"

Türk kahvesinin Çin yolculuğu 23 Nisan’da imzalanan işbirliğiyle başladı. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kolbaşı, Türk kahvesinin Almanya’dan 1.5 milyarlık Çin’e uzanan yeni yolculuğunu anlattı

23 Nisan’da “Türk Kah- vesi”nin Çin açılımıyla ilgili önemli bir adım atıldı. Guangzhou’da 23 Nisan’da “Türk Kahvesi Günü” düzenlendi ve Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği, TİM, İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamülleri İhracatçıları Birliği, Elektrik ve Elekronik İhracatçıları Birliği ile Guangzhou ve Pu’er kahve birlikleri arasında kahve ve kahve makineleri konusunda işbirliği anlaşması imzalandı.  Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı ile bu kez Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu üyesi şapkasıyla konuştuk.  Yıllardır Türk kahvesinin tanıtımı için gösterilen çabalar var. Pandemi döneminde, Çin’le böyle bir anlaşma nasıl sağlandı? Bu ortamda nasıl yol alınacak?  Yıllara yayılan çok emek var. İstediğimiz noktaya gelmek için de çok daha fazla çalışmamız gerekiyor. 2008 yılında kurulan Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin çalışmaları sonucunda 5 Aralık 2013 tarihinde UNESCO Türk kahvesini somut olmayan kültürel miras olarak kabul etti. Her ne kadar buna Yunanistan ve İtalya itiraz etse de UNESCO bunu kabul edip ilan etti.  650 yıllık bir geçmiş var değil mi… Biz UNESCO’ya çok sağlam bir dosyayla gittik. Kanuni zamanında Mısır’dan Osmanlı Sarayı’na gelen kahve ve pişirme yöntemini, bunun nasıl popülerleştiği anlattık. Kahvecibaşının zarflı fincanlarla sunum şeklinin dilden dile yayılmasını tarihten sayfalarla anlattık. UNESCO Türk kahvesiyle farklı bir adım attı, o güne kadar alkollü ya da alkolsüz bir içeceğe böyle bir değer vermemişti. Bu çok büyük bir adım oldu. 

Murat Kolbaşı, Türk kahvesinin eşsiz ritüeli kahve falına da Çin’de ve birçok ülkede büyük ilgi olduğunu söylüyor.
Murat Kolbaşı, Türk kahvesinin eşsiz ritüeli kahve falına da Çin’de ve birçok ülkede büyük ilgi olduğunu söylüyor.
Türk kahvesi dünyada çok daha farklı bir yerde olabilirdi. Neden bugüne kadar olamadı? Maalesef Türk kahvesi dünyada arzu ettiğimiz noktada değil. Çünkü uzun yıllar güncel teknolojiyle birleşmemişti. Hayatın içinde devam etmesi için güncel teknolojiyle birleşmesi gerekiyordu. Bir odada tek başınıza çalışırken mutfağa bile gitmeden farklı kahveler yapabilirken, bu Türk kahvesi için mümkün değildi. Diğer kahveler için bu konu aşılmıştı. 1890 yılında ilk “kettle” su ısıtıcısı yapıldı, 1920’de filtre kahve makineleri yapıldı, 1940-60 yıllarında çok sayıda espresso makineleri, sonra kapsüllü kahve makineleri çıktı. Türk kahvesi ise mutfakta cezveyle yapılır halde kaldı. Türk kahvesi kendi içinde teknolojiyle 2000’li yıllardan sonra buluştu. İnsanlar yaşam alanlarında kolayca Türk kahvesi yapabilmeye başladılar. Bu ivme kazandırdı Türk kahvesine.

20 marka Türk kahvesi makinesi yapıyor!

Tüketim arttı mı? Türkiye’de kişi başına kahve tüketimi arttı, 250 gramdan 1 kiloya geldi. Bunun yüzde 60’ı Türk kahvesi. Dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks Türkiye’de menüsüne Türk kahvesi ekledi. Türkiye’de Starbucks’larda Türk kahvesi satışları espressoyu geçti.  Teknoloji sıçrattı ancak yine de dünyada yaygınlaşması için farklı çabalarla desteklenmesi gerekiyor diyebilir miyiz? 2004’te Arçelik Telve adıyla ilk makineyi yaptı, biz Okka’yı yaptık. Sektörde birçok marka oldu. 20 markanın Türk kahvesi makinesi var. Bunların 5’i yabancı şirketlerin, 15’i Türk markalarının. Farklı markaların 5-6 çeşit Türk kahvesi makinesi oldu. Çaydanlıksız ev yoktur Türkiye’de, kişi başı çay tüketiminde de Türkiye dünyada ilk sırada. Artık neredeyse her eve Türk kahvesi makinesi de giriyor. Özellikle pandemide bu büyüme devam etti. Türk kahvesi makineleri ve sıcak içecek grubundaki tüm ürünlerin satışları pandemide büyüdü.  Yabancı markaların da köpüklü Türk kahvesi makinesi çıkarması olumlu, bu devam eder mi? Dünyada toplam 10 bin civarında küçük ev aletleri markası var. Beyaz Eşya devleri Bosch, Arçelik gibi büyük markaların da bu kategorileri var. Ancak henüz birçok yabancı markanın Türk kahvesi makinesi yok. Ortadoğu pazarı için de ürün geliştiren yabancı markalar oldu. Kahve sektöründe satılan kahve makinesi sayısı yılda 55 milyon civarında, Türk kahvesi makinesi toplam satışı ise 5 milyon civarında. Henüz gidilecek çok yol var.  Türk kahvesinin dünyada tanınması için bundan sonra neler yapılabilir?  Türkiye Tanıtım Grubu’na biz elektrikli ev aletleri markaları olarak bir gastronomi projesi sunduk. Türkiye’nin ekmeği, simiti, pidesi meşhur. Beyaz eşya, fırın ihracatını yaygınlaştırmayı düşünürken güveç kültürünü, ekmek kültürünü de anlatmalıyız dedik. Beyaz eşyayı, küçük ev aletleriyle birleştirmek gerekiyor. Bizim tost makinelerimiz de meşhur, İtalyanların paninisi var, bizim de tost çeşitlerimiz var. Beyaz eşyada Çin’den sonra en büyük üretici Türkiye. Almanya ve İtalya’yı geçmiş durumdayız. Almanya’da Türk nüfus ve diğer azınlıklar sayesinde ince belli çay bardağı da satılıyor, Türk kahvesi fincanı da. Almanya’da Yunanlılar, Faslılar gibi azınlıklar da var. Ermeniler de Yunanlılar da başka isimler söyleseler de Türk kahvesi içiyor. Biz 5 Aralık’ı, UNESCO’nun Türk kahvesini somut miras ilan ettiği günü dünyada Türk Kahvesi Günü olarak ilan etmek istiyoruz. Bu yönde de çalışıyoruz.  23 Nisan’da Çin’de ne oldu? Sosyal medya paylaşımlarında gördüm. Çin’de Türk Kahvesi Günü mü oldu? Herkesin bildiği gibi çay ülkesi Çin, kahveyi tanımıyordu. Çin’de 4 bin 500 Starbucks açıldı. Starbucks Amerika’dan sonra en fazla Çin’de yaygınlaştı. Biz Hububat İhracatçılar Birliği Başkanı Haluk Okutur ile birlikte Çin çalıştık. Sektörden birçok arkadaşımız da bu konuda emek verdi. Guangzhou Ticaret Ateşesi de bu işle çok uğraştı. Biz makinecilerle, hububatçılarla görüşerek yol aldık ve yeni kahve zincirlerinin menülerine Türk kahvesini koydurmak için işbirliğine gittik. Yerel kahve zincirleri hızla artıyor Çin’de. Türk kahvesini oradaki kahve zincirlerinin menülerine koyarsak çok güzel bir gelişme olacak. Buna istekliler, kültürüne meraklılar. Ayrıca Türk kahvesinin fal özelliği de çok ilgilerini çekiyor. Malum yeni teknoloji burada da devreye giriyor. Türk kahvesinin sevilmesine fal uygulamaları da destek oluyor. Çin, Guangzhou’da global kahve günü vardı ve 23 Nisan’da Türk Kahvesi Günü oldu, bu özel günde Türk kahvesi adına önemli bir işbirliği gerçekleşti.  Çin çok iştah kabartan bir atılım olmuş. Başka neler var planlarda? Biz uzun zamandır hep şunu söylüyoruz: Pandemi geçecek ve biz Türkler dünyanın farklı yerlerine seyahat edeceğiz. Gittiğimiz her yerde, otel, kafe, restoranlarında mutlaka Türk kahvesi soralım. Milano’daki Four Seasons Oteli’nin lobisinde Türk kahvesi espressodan pahalıya satılıyor. Dünyanın büyük otel zincirlerinde, restoranlarda Türk kahvesi menülere girerse bu hepimizin yararına olacaktır. Türk markaları var dünyada, her ne kadar şu anda zorlu bir süreç de geçirilse Karaca’nın, Damat&Tween’in, diğer markaların mağazalarında Türk kahvesi ikram edilmeli. Zürih’te Prada’ya girdiğinizde hemen espresso getirirler, Türk markaları da yurtdışındaki mağazalarında bu ikramı bizim gibi üreticilerin de destekleriyle yapmalı. Türkiye’nin Kütahya Porselen’i, Karaca’sı, Arçelik’i, Arzum’u ve diğer birçok markası bunu yapacak güçte.