19 Nisan 2024, Cuma
19.11.2021 04:30

Ataşehir Azra Tuhafiye pandemide nasıl e-ticaret şirketi oldu?

Google Türkiye, ücretsiz Dijital Atölye eğitimleriyle pandemide on binlerce esnafın dönüşümüne destek oldu

Google Türkiye son dönemde gençler, girişimciler ve pandemiden etkilenen kesimlerin dijitalleşmesi için çok sayıda proje yönetiyor. Gençlerin Türkiye’de gelecek göremedikleri, yurt dışı fırsatlarını denedikleri, küçük ölçekli işletmelerin ayakta durmakta zorlandıkları bu dönemde “dijitalleşme” ile ortaya çıkabilecek fırsatları konuşmak üzere Google Türkiye Ülke Müdürü Mehmet Keteloğlu ile buluştuk.   Google’ın dünyanın her yerinden kullanıcısı var. Ama her yerde ofisi yok. Kaç ülkede ofisiniz var ve bunların içinde Türkiye nasıl bir yerde?  Tüm dünyada 60 ülkede 170’den fazla şehirde ofis, 118 bin kişiden fazla çalışan var Google’ın. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu EMEA bölgesinde ise 33 ülkede 48 şehirde, 80 Google ofisi yer alıyor. EMEA bölgesinde stajyerler dahil olmak üzere 21 bine yakın Google çalışanı var. Türkiye’de de 15 yıldır var. Türkiye çalışanlarının yüzde 51’i de kadın.  Kadın çalışan oranıyla örneksiniz. Öncelikle şu noktadan başlamak isterim. Bir arama motoru olmanın ötesinde dijitalleşme için farklı projeler hayata geçiriyorsunuz. Özellikle de pandemi döneminde dikkatimi çekti. Örneğin küçük üreticiler, KOBİ’ler için neler yapıyorsunuz?  Salgının yarattığı ekonomik daralmadan, sıkıntılardan en çok zararı küçük işletmeler gördü. Dükkanların kapalı olduğu ortamda dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğu da anlaşıldı. Ekonomiyi yeniden kalkındırma hamlesi olarak biz paket açıkladık. 2020 yılında “Dönüşümle Fark Yaratan Esnaflar” programını başlattık. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi de destekledi. 12 milyon dolar değerinde bir finansal katkı sunduğumuz programda dijital araçlar ve yetenek geliştirilmesi için programlar uyguluyoruz.  Hangi alanlara yoğunlaştınız? Bazı sektörler pandemiden çok daha fazla etkilendi? Kesinlikle. Biz de salgından en fazla etkilenen kafe ve restoranlara yoğunlaştık. 500 bin dolarlık hibe sağladık. 20 bin restorana ulaşmayı hedefledik. Ayrıca KOBİ’lere 3 milyon dolar kredi desteği sunduk. Toplamda Google Dijital Türkiye Platformu ile 1.5 milyon bireye ve esnafa ulaştık. Bu eğitimler sayesinde neleri daha verimli yapabiliyor KOBİ’ler? Google Benim İşletmem, Grow My Store ve Küçük İşletmeler için Google gibi ücretsiz hizmetlerimiz var. KOBİ’ler bu programla dijitalleşiyor. Ürünlerini dijital ortama taşıyıp tüketiciye ulaştırıyor. Bu hizmet ücretsiz. Direkt tüketiciyle buluşuyorlar bu uygulama sayesinde. Tüketici yakınlarda aradığında onları görüyor ve müşteri kazanıyorlar. Aynı şekilde yurt dışına da açılıyorlar. Örneğin Türkiye’de 1 milyondan fazla işletme Google Benim İşletmem sayesinde Arama ve Haritalar’da müşterileri ile ücretsiz olarak hızlı şekilde etkileşime geçebiliyor. Birçok işletmenin bilgi işlemcisi ve pazarlamacısı yok. Biz restoranlar için kitapçıklar da hazırladık. TESK ile birlikte yüz yüze eğitimler de hedefledik. Kısa sürede değişim sağlayan çok işletme oldu.  Örnek verebilir misiniz ilk aklınıza gelenlerden? Aslında çok örnek var. Üç Yıldız Şekerleme, 93 yıldır Beyoğlu’nda faaliyet gösteren bir aile işletmesi. Pandemi sebebiyle ürünlerini dükkana gelen müşterilerine artık sunamaz hale gelince online ortama girmek istedi. Bizim Google Benim İşletmem’e katıldı. Ve ürünlerini pandemide bu kanalla sattı. Aynı şekilde Ataşehir’deki Azra Tuhafiye’nin sahibi Funda Kaya’ın hikayesi de dijitalleşmenin sunduğu fırsatlardan yararlanan işletme hikayelerinden biri. Funda Kaya Covid-19 salgını sebebiyle dükkanından yaptığı satışlar durma noktasına gelince, Google’ın ücretsiz sunduğu Dijital Atölye eğitimleriyle işini online’a taşıdı. Yani eskiden günün sadece belirli saatlerinde dükkanından satış yapabilen Funda Kaya 7/24 müşterilerine ulaşabilir hale geldi. Bu dijital becerileri geliştirme eğitimi almak için “esnaf” mı olmak gerekiyor? Biz 2017’den beri Google Dijital Atölye’de eğitim veriyoruz. 290 binden fazla kişi aldı bu eğitimleri. Kendi dijital yolculuklarını başlattılar ya da güçlendirdiler. Bu kişilerin 100 binden fazlası kendi işlerini kurduğunu, yönettiğini anlattı.  Türkiye’nin yeni çağı yakalaması için dijitalleşme atağına ihtiyacı var. Sizce avantajlar, dezavantajlar neler? Treni kaçımadık umarım… Hep söylüyoruz, dijitalleşme yolculuğunda Türkiye’nin yanındayız. Bunun önemli bir parçası KOBİ’ler. Türkiye’nin dijitalleşmesi esnafın dijitalleşmesiyle olacak. Bu net. Çok büyük bir kesimden bahsediyoruz. Bu yüzden bu işe giriyoruz. Yalnızca eğitim değil, hibe ve kredi desteği de açıkladık bunun için. Aynı şekilde girişimcilik ekosistemi de bizim için çok önemli. Türkiye’de girişimcilik dünyasında farklı örnekler çıktı, çıkıyor. Genç nüfusu yoğun Türkiye’nin. Gençlerin yeni çağın yetkinliklerine sahip olması gerekiyor.  Gençlere ve öğrencilere yönelik neler yapıyorsunuz? Gençler ve genç girişimciler özellikle oyun sektörüne ilgi duyuyor. Türkiye’den de başarılı işler çıktı… Google Oyun ve Uygulama Akademisi kurduk. Çok ilgi var. Oyun oynayan değil, oyun yazan, yaratıcı fikirlerini hayata geçiren gençler istiyoruz. 1 ayda 16 binden fazla başvuru aldık. Çok sevindirici. Bunların 5.200’ü kadın aday. Bu sayı daha da artacak. Çok iyi sonuçlar alacağımızı tahmin ediyoruz. Şu anki gençlik dijital yerli olarak doğuyor. Bilgiye erişimleri, öğrenme kaynakları, iş yaparken daha katılımcı olmaları teknolojiyle birlikte hızlı, kolay ve özgür. Ancak gençlerin sürekli kendilerini yenilemeleri gerekiyor. Sadece teknolojiyi tüketen değil, teknoloji çözümleri ortaya koyan ve teknolojiyle dönüşen bir gençlik hedefliyoruz.  Türkiye genç yeteneklerini kaybediyor. Yurt dışına giden de çok, yurt dışına gitmeden uzaktan çalışma sayesinde yurt dışındaki yabancı şirketlere çalışan genç de çok fazla. Türkiye bu gençleri nasıl tutacak şu tabloda?  Doğru. Biz yakın dönemde Teknofest’te Google Oyun ve Uygulama Geliştirme Akademisi sayesinde gençlere ulaştık. Girişimcilik Vakfı ve T3 ile birlikteyiz bu işte. Yılda 2.000 kişiyi mezun etmeyi hedefliyoruz. 400 saatlik yoğun bir eğitim programı hazırladık. Oyun tasarlama, geliştirme, bu işlerin teknik donanımları dışında iyi fikirleri varsa girişim başlatma konusunda da destek oluyoruz. Bu programı bitirdikten sonra T3 ve Girişimcilik Vakfı bünyesinde olan ekosisteme giriyorlar. Yarışma da yapıyoruz. Dereceye girenleri San Francisco’ya götüreceğiz. Yeni neslin dijital beceriler, analitik düşünme, veri analitiği, algoritmik düşünce, kodlama noktalarını çok geliştirmemiz gerekiyor. 18-29 yaş aralığında olan gençleri kapsıyor.  Kadın erkek oranı nasıl? Maalesef burada da hep eşitsizlik oluyor… Çok doğru. OECD verilerine göre Türkiye kadınların bilişim sektörüne katılımında en alt sıralarda. Bu yüzden biz yüzde 50 kadın yüzde 50 erkek alıyoruz eğitimlere. Başta bunu yapıyoruz.

Türkiye, oyun alanında mükemmellik merkezi olabilir

Oyun sektörünü merak ettim. Sizin de bu alanda yoğun eğitimleriniz var. Türkiye’den çok daha büyük işler çıkabilir mi bu alanda? Türkiye’nin ekosisteminde çıkan girişimleri duyuyoruz. Dünyada indirilen oyunların Türkiye’deki oyun üreten kurumlara ait payı yüzde 9’a geldi. Bu çok ciddi bir oran. Belki de Türkiye oyun alanında bir mükemmellik merkezi olacak. Biz bu işlerin yanındayız ve gençlere yatırım yapıyoruz. Ayrıca MEB ile yılda 5 milyon çocuğun yeni çağ becerilerine sahip olmasını sağlayacak müfredat geliştirdik. 2018 yılında bunu lanse ettik. 1.-5. sınıf arasında çocuklar için önerilen bir müfredat.  Ayrıca eğitmenlerin eğitimi için de proje hazırladık. Öğretmenlerin eğitimi için, 1 milyon öğretmene ulaşmak için program oluşturduk. 200 bin öğretmen eğitimi oldu. Bazı eğitimlere birebir ben de katıldım.  Bu yeni işlerle ilgili farklı iş alanlarından çok duyuyorum. Örneğin yapay zeka alanında çalışacak yeterli personel bulamıyorlar, veri analitiği yapacak yetkin personel de yok… Veri analitiği konusunda büyük açık var. Bir banka kendi çalışanlarını Koç Üniversitesi’nde eğitime gönderiyor. Çünkü yeterli yetişmiş kişi yok. 
13 yaşındaki Selin Alara Örnek ilk robotunu 10 yaşınnda yaptı. MIT veya Stanford’da robotik ve yapay zeka eğitimi almak istiyor
13 yaşındaki Selin Alara Örnek ilk robotunu 10 yaşınnda yaptı. MIT veya Stanford’da robotik ve yapay zeka eğitimi almak istiyor
Geleceğin meslekleri çok konuşuluyor. Genç bir ekibiniz var, gençlere yönelik çok proje yapıyorsunuz. Sizi ne umutlandırıyor?  81 ilde tamamıyla gönüllülük esasıyla çalışanlarımız var. Eğitim desteği veriyorlar gençlere. Bu çalışmalardan da ilham veren örnekler çıkıyor. Biz gençlere, kadınlara rol model olacak ilham veren örnekleri çoğaltmaya çalışıyoruz. Çok genç bir arkadaşımız var, 13 yaşındaki Selin Alara Örnek. Köpeği ölünce makine dilini öğrenmeye 9 yaşında karar vermiş. Ölen köpeğini çok sevdiği için görme engelli kişilere robotik ile bir program hazırlayıp robot köpekle engellilere yardım etmeyi hedefledi. Geleceğin gençlerine yatırım yaptığımız sürece onlar çok şey başaracaklar. Gençler bizden önde koşuyorlar. Başka bir örnek de İrem Kömürcü. Ses tanıma ve derin öğrenme teknolojisi üzerine bir çalışma yaptı. Düzce’deki ekibimizle çalıştı. Engelliler için ses ile birlikte oyun geliştiriyor. Yapay zeka üzerine bir kurumda çalışıyor. Bu gençleri farklı illerde düzenlediğimiz programlarla tanıyoruz. Dünya Ekonomik Forumu raporunda dediği gibi gelecekteki mesleklerin yüzde 65’i bugünün meslekleri olmayacak. Bu gençler de o meslekleri hayata geçirecek kuşaklar. Hepimiz onlardan da çok şey öğreniyoruz.

16 yıl yurt dışında çalıştı

Mehmet Keteloğlu, İstanbul doğumlu. ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu. Kellogg İşletme Enstitüsü’nde MBA yapan Keteloğlu, Londra’da finans alanında çalıştı. Kariyerini yurt dışında devam ettirdi.  Şikago’da McKinsey & Co’da Kıdemli Yönetici olarak görev aldı. Yeni gelişen teknoloji ve şirketlerin dönüşümü alanında uzmanlaştı. ABD Motorola’da mobil dönüşümün ilk döneminde Kıdemli Ürün Pazarlama Direktörü oldu. Teknoloji endüstrisinde ve daha geniş sektörlerde farklı kapasitelerde 20 yılı aşkın liderlik deneyimine sahip. Keteloğlu, Türkiye’de Doğan Grubu ile ortaklaşa bir e-ticaret start-up şirketi kurdu, Anadolu Grubu’nda İş Geliştirme Başkan Yardımcısı olarak görev aldı. Mehmet Keteloğlu, Google’ın Türkiye Ülke Direktörü olarak Türkiye operasyonlarını geliştirmekten ve büyütmekten sorumlu.

15 takım 100 oyun geliştirdi

2020 yılında Google ilk sanal oyun geliştirme laboratuvarı olan Gaming GrowthLab’ı Türkiye’de de başlattı. Türkiye’deki potansiyeli yüksek 20 Start-up’ı hedefleyen bu hızlandırma programı kapsamında katılımcılara oyun geliştirme ve sektörde başarılı olmaya yönelik çeşitli eğitimler ve endüstri profesyonelleri tarafından mentörlük desteği sağlandı. Bu çerçevede, prototip bir oyun yaratabilen ve bunu geliştirmek isteyen tüm ekipler, Aralık 2020-Haziran 2021 arasındaki programa dahil oldu. 6 ayda Türkiye’den 15 takım 100’den fazla oyun geliştirdi ve oyunların bazıları Steam ve AppStoreUS’de top listelere girmeyi başardı.

Kadın sayısı artıyor

• Google Akademi, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Girişimcilik Vakfı T3 Giririşm Merkezi ile Google Akademi’yi kurdu. Google, Akademi’nin ilk senesinde 2 bin genci mezun etmeyi ve yüzde 50 kadın kotası ile kadınların teknoloji sektöründe daha etkin şekilde yer almalarına katkıda bulunmayı hedefliyor. • 31 şehirde aralarında Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent, Batman, Düzce ve Çankırı üniversitelerinin de olduğu üniversitelerde aktif olarak etkinlikler düzenleyen Google, Türkiye’nin birçok üniversitesinde yazılım alanında dünya çapında çalışmalara imza atmayı hedefliyor. Üniversiteler aracılığıyla ulaşılan öğrencilerin yüzde 30’unu kadın yazılımcılar oluşturuyor.