Google Türkiye son dönemde gençler, girişimciler ve pandemiden etkilenen kesimlerin dijitalleşmesi için çok sayıda proje yönetiyor. Gençlerin Türkiye’de gelecek göremedikleri, yurt dışı fırsatlarını denedikleri, küçük ölçekli işletmelerin ayakta durmakta zorlandıkları bu dönemde “dijitalleşme” ile ortaya çıkabilecek fırsatları konuşmak üzere Google Türkiye Ülke Müdürü Mehmet Keteloğlu ile buluştuk. Google’ın dünyanın her yerinden kullanıcısı var. Ama her yerde ofisi yok. Kaç ülkede ofisiniz var ve bunların içinde Türkiye nasıl bir yerde? Tüm dünyada 60 ülkede 170’den fazla şehirde ofis, 118 bin kişiden fazla çalışan var Google’ın. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu EMEA bölgesinde ise 33 ülkede 48 şehirde, 80 Google ofisi yer alıyor. EMEA bölgesinde stajyerler dahil olmak üzere 21 bine yakın Google çalışanı var. Türkiye’de de 15 yıldır var. Türkiye çalışanlarının yüzde 51’i de kadın. Kadın çalışan oranıyla örneksiniz. Öncelikle şu noktadan başlamak isterim. Bir arama motoru olmanın ötesinde dijitalleşme için farklı projeler hayata geçiriyorsunuz. Özellikle de pandemi döneminde dikkatimi çekti. Örneğin küçük üreticiler, KOBİ’ler için neler yapıyorsunuz? Salgının yarattığı ekonomik daralmadan, sıkıntılardan en çok zararı küçük işletmeler gördü. Dükkanların kapalı olduğu ortamda dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğu da anlaşıldı. Ekonomiyi yeniden kalkındırma hamlesi olarak biz paket açıkladık. 2020 yılında “Dönüşümle Fark Yaratan Esnaflar” programını başlattık. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi de destekledi. 12 milyon dolar değerinde bir finansal katkı sunduğumuz programda dijital araçlar ve yetenek geliştirilmesi için programlar uyguluyoruz. Hangi alanlara yoğunlaştınız? Bazı sektörler pandemiden çok daha fazla etkilendi? Kesinlikle. Biz de salgından en fazla etkilenen kafe ve restoranlara yoğunlaştık. 500 bin dolarlık hibe sağladık. 20 bin restorana ulaşmayı hedefledik. Ayrıca KOBİ’lere 3 milyon dolar kredi desteği sunduk. Toplamda Google Dijital Türkiye Platformu ile 1.5 milyon bireye ve esnafa ulaştık. Bu eğitimler sayesinde neleri daha verimli yapabiliyor KOBİ’ler? Google Benim İşletmem, Grow My Store ve Küçük İşletmeler için Google gibi ücretsiz hizmetlerimiz var. KOBİ’ler bu programla dijitalleşiyor. Ürünlerini dijital ortama taşıyıp tüketiciye ulaştırıyor. Bu hizmet ücretsiz. Direkt tüketiciyle buluşuyorlar bu uygulama sayesinde. Tüketici yakınlarda aradığında onları görüyor ve müşteri kazanıyorlar. Aynı şekilde yurt dışına da açılıyorlar. Örneğin Türkiye’de 1 milyondan fazla işletme Google Benim İşletmem sayesinde Arama ve Haritalar’da müşterileri ile ücretsiz olarak hızlı şekilde etkileşime geçebiliyor. Birçok işletmenin bilgi işlemcisi ve pazarlamacısı yok. Biz restoranlar için kitapçıklar da hazırladık. TESK ile birlikte yüz yüze eğitimler de hedefledik. Kısa sürede değişim sağlayan çok işletme oldu. Örnek verebilir misiniz ilk aklınıza gelenlerden? Aslında çok örnek var. Üç Yıldız Şekerleme, 93 yıldır Beyoğlu’nda faaliyet gösteren bir aile işletmesi. Pandemi sebebiyle ürünlerini dükkana gelen müşterilerine artık sunamaz hale gelince online ortama girmek istedi. Bizim Google Benim İşletmem’e katıldı. Ve ürünlerini pandemide bu kanalla sattı. Aynı şekilde Ataşehir’deki Azra Tuhafiye’nin sahibi Funda Kaya’ın hikayesi de dijitalleşmenin sunduğu fırsatlardan yararlanan işletme hikayelerinden biri. Funda Kaya Covid-19 salgını sebebiyle dükkanından yaptığı satışlar durma noktasına gelince, Google’ın ücretsiz sunduğu Dijital Atölye eğitimleriyle işini online’a taşıdı. Yani eskiden günün sadece belirli saatlerinde dükkanından satış yapabilen Funda Kaya 7/24 müşterilerine ulaşabilir hale geldi. Bu dijital becerileri geliştirme eğitimi almak için “esnaf” mı olmak gerekiyor? Biz 2017’den beri Google Dijital Atölye’de eğitim veriyoruz. 290 binden fazla kişi aldı bu eğitimleri. Kendi dijital yolculuklarını başlattılar ya da güçlendirdiler. Bu kişilerin 100 binden fazlası kendi işlerini kurduğunu, yönettiğini anlattı. Türkiye’nin yeni çağı yakalaması için dijitalleşme atağına ihtiyacı var. Sizce avantajlar, dezavantajlar neler? Treni kaçımadık umarım… Hep söylüyoruz, dijitalleşme yolculuğunda Türkiye’nin yanındayız. Bunun önemli bir parçası KOBİ’ler. Türkiye’nin dijitalleşmesi esnafın dijitalleşmesiyle olacak. Bu net. Çok büyük bir kesimden bahsediyoruz. Bu yüzden bu işe giriyoruz. Yalnızca eğitim değil, hibe ve kredi desteği de açıkladık bunun için. Aynı şekilde girişimcilik ekosistemi de bizim için çok önemli. Türkiye’de girişimcilik dünyasında farklı örnekler çıktı, çıkıyor. Genç nüfusu yoğun Türkiye’nin. Gençlerin yeni çağın yetkinliklerine sahip olması gerekiyor. Gençlere ve öğrencilere yönelik neler yapıyorsunuz? Gençler ve genç girişimciler özellikle oyun sektörüne ilgi duyuyor. Türkiye’den de başarılı işler çıktı… Google Oyun ve Uygulama Akademisi kurduk. Çok ilgi var. Oyun oynayan değil, oyun yazan, yaratıcı fikirlerini hayata geçiren gençler istiyoruz. 1 ayda 16 binden fazla başvuru aldık. Çok sevindirici. Bunların 5.200’ü kadın aday. Bu sayı daha da artacak. Çok iyi sonuçlar alacağımızı tahmin ediyoruz. Şu anki gençlik dijital yerli olarak doğuyor. Bilgiye erişimleri, öğrenme kaynakları, iş yaparken daha katılımcı olmaları teknolojiyle birlikte hızlı, kolay ve özgür. Ancak gençlerin sürekli kendilerini yenilemeleri gerekiyor. Sadece teknolojiyi tüketen değil, teknoloji çözümleri ortaya koyan ve teknolojiyle dönüşen bir gençlik hedefliyoruz. Türkiye genç yeteneklerini kaybediyor. Yurt dışına giden de çok, yurt dışına gitmeden uzaktan çalışma sayesinde yurt dışındaki yabancı şirketlere çalışan genç de çok fazla. Türkiye bu gençleri nasıl tutacak şu tabloda? Doğru. Biz yakın dönemde Teknofest’te Google Oyun ve Uygulama Geliştirme Akademisi sayesinde gençlere ulaştık. Girişimcilik Vakfı ve T3 ile birlikteyiz bu işte. Yılda 2.000 kişiyi mezun etmeyi hedefliyoruz. 400 saatlik yoğun bir eğitim programı hazırladık. Oyun tasarlama, geliştirme, bu işlerin teknik donanımları dışında iyi fikirleri varsa girişim başlatma konusunda da destek oluyoruz. Bu programı bitirdikten sonra T3 ve Girişimcilik Vakfı bünyesinde olan ekosisteme giriyorlar. Yarışma da yapıyoruz. Dereceye girenleri San Francisco’ya götüreceğiz. Yeni neslin dijital beceriler, analitik düşünme, veri analitiği, algoritmik düşünce, kodlama noktalarını çok geliştirmemiz gerekiyor. 18-29 yaş aralığında olan gençleri kapsıyor. Kadın erkek oranı nasıl? Maalesef burada da hep eşitsizlik oluyor… Çok doğru. OECD verilerine göre Türkiye kadınların bilişim sektörüne katılımında en alt sıralarda. Bu yüzden biz yüzde 50 kadın yüzde 50 erkek alıyoruz eğitimlere. Başta bunu yapıyoruz.
19.11.2021 04:30
Ataşehir Azra Tuhafiye pandemide nasıl e-ticaret şirketi oldu?
Google Türkiye, ücretsiz Dijital Atölye eğitimleriyle pandemide on binlerce esnafın dönüşümüne destek oldu