07 Mayıs 2024, Salı Gazete Oksijen
29.10.2021 04:30

Çinli ortakla tabletten telefona 600 bin cihaz üretiyor

Profesyonel yöneticilikten girişimciliğe geçen Saral, Samsun’da bir teknoloji yatırımı yaptı. Çin merkezli bir şirketle ortaklık kurdu. Hedefi global bir marka yaratıp ihracata yönelmek

Türkiye’den başarılı teknoloji çıkabileceğini gösteren bir örnek Reeder. Sezen Sungur Saral kurucu ortağı olduğu Reeder markasıyla Türkiye’nin ilk e-kitap okuyucu cihazını, Karadeniz Bölgesi’nin ilk teknoloji fabrikasını kurdu. Samsun’daki fabrikasında Çinli ortağıyla yılda 600 bin adet cihaz üretiyor. Pandemi döneminde de Türkiye’nin ilk temassız ateş ölçerini ürettiler. Başarılı iş insanı Sezen Sungur Saral yeni hedeflerini anlattı.  Öncelikle bilgisayar şirketi kurma yolculuğu nasıl başladı?  Aslında konu bir bilgisayar şirketi kurmak değil, bilginin hızla özgürleştiği bir çağda Türk tüketicilere ulaşabilecekleri araçları sunabilmekti. Bunun için eğitim ve okuma oranlarına katkı sağlayacağına inandığımız e-kitap teknolojisini 11 yıl önce Türkiye’ye getirerek başladık. O dönemde henüz tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar hayatımıza girmemişti. İdealimde kitaplara daha kolay, daha hızlı, daha ucuza ulaşabilmeyi sağlamak vardı. Daha çok okuyabilen bir toplum istiyordum. Bu girişim öncesinde profesyonel iş hayatındaydınız. Fuarcılık alanında kariyer yaparken başka sulara yelken açmaya nasıl karar verdiniz?  2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 8 yıl fuarcılık alanında uluslararası satış yaptım. Kozmetikten sanayiye, gıdadan tekstile kadar her sektörde dünyada organize edilen fuarları gezme ve oralarda stand açan küçük ve orta ölçekli şirketlerle tanışma imkanım oldu. O zamanlar hayatımıza “girişimcilik” kelimesi girmemişti; patron şirketi, lokal firma, kobi vardı. Ama ben o fuarlarda edindiğim tecrübe ile bu tip firmaların dünya devleriyle nasıl savaştığını gördüm ve içimde her zaman yanan üretim ve ticaret yapma ateşiyle cesaretlendim. Kitap okuma alışkanlığını geliştirmek için çıktığınız yol sizi nerelere götürdü?  Teknolojinin gelişmesi ve sektörün evrilmesi ile biz de evrildik. Reeder her zaman değişime çabuk ayak uyduran bir marka olarak yaşayıp güçlenmeye devam ediyor. E-kitap okuyucular tablet bilgisayarlara, akıllı telefonlara, giyilebilir teknolojilere doğru dönüştükçe Reeder da ürün portfoyünü güncelledi. Bugün tablet bilgisayarda lider, akıllı telefonda önemli bir oyuncuyuz.

İlk yerli temassız ateş ölçeri üretti 

Bu alanda rekabet çok zorlu. Reeder iş yelpazesini nasıl genişletti?  Özellikle pandemi döneminde 5 yıllık planlarımızı 2 yılda gerçekleştirdik. Bütünsel bir mobil teknoloji markası olma yolunda ev içi teknolojilerinden medikal alanlara kadar birçok yönde ürün geliştirdik. Türkiye’nin ilk yerli çocuk saati ve yerli temassız ateş ölçerini de biz ürettik ve artık robot süpürgeden fit bilekliklere uzanan bir yelpazemiz mevcut. Eşinizle birlikte Türkiye’de yerli telefon fabrikası kurdunuz. Bu iş sizce bugüne kadar neden yapılmamıştı?  E-kitap teknolojisini Türkiye’ye getirmek istedik, çevremizden yoğun olarak “bu ülkede bu ürün tutmaz” baskısı gördük, halbuki ilk 6 ayda 10 bin adet sattık. Kazandığımız parayla Türkiye’nin ilk 3G Android tabletini yaptık ama aylarca hiçbir satış kanalında konumlandıramadık. Dünyanın en değerli şirketlerinin başı çektiği bir sektörde eşim Uygar’la beni yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot ve Sanço Panza olarak görmüş olabilirler. Bu bariyerlerin olduğu bir ortamda bu işlere cesaret etmek olduğundan daha da zor hale geliyor. En çok nelerde zorlandınız?  Sürekli yatırım isteyen, katlanarak büyüyen bir iş. Küçük marjlarla hızlı dönen bir sektör. Sürekli değişen trendler. Türkiye’de bu işi yapan en genç firma olarak bazen hatalar, ve onları toparlama süresi, maliyeti. En önemlisi ise 350 çalışanımıza ve milyonlarca müşterimize karşı, bize güvendikleri ve inandıkları için duyduğumuz sorumluluk.

Yeni e-kitap uygulaması geliyor

Son dönemde nelere odaklandınız? 2020 yılında, 10 yıldır şirketini başarıyla yöneten girişimcilerin kabul edildiği Harvard Business School - Owner President Management (OPM) programına başladım. Bu programın ilk yılını bitirdikten sonra şirketimde bir dönüşüm başlatarak Satış ve Pazarlama şapkamı profesyonel üst düzey yöneticilere devrederek Yönetim Kurulu’ndaki görevimi Sürdürülebilirlik ve İnovasyon olarak değiştirdim. Sürdürülebilirlik alanında, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 17 hedeften 2’sini sahiplenerek bu alanlarda projeler geliştiriyoruz: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Nitelikli Eğitim. İnovasyon alanında da bu yıl için hedefimiz Ar-Ge Merkezi olmayı başarmaktı ve bu ay onayımızı aldık, artık kendi geliştirdiğimiz teknolojiler ile yenilik sunabildiğimiz yeni bir dönem başlayacak. Ar-Ge’nizi merak ettim. Türkiye’de bu alanlarda yeni işler çıkabiliyor mu?  Ar-Ge Merkezi’mizde 5 önemli proje üstünde çalışıyoruz.  Japonların üretimde hata oluştuğunda bunu anında tespit etmek için kullandığı Andon Cord diye bir sistem vardır, “Operasyonel Mükemmellik” çalışmalarımız altında bunu kendi hatlarımızda uygulayabileceğimiz bir teknoloji geliştiriyoruz. Ayrıca cihazların test edilmesinin otomatize edilmesini sağlamak ve ömrü biten bataryaların durum tespitini yapabileceğimiz icatlar da çıkarıyor olacağız. Bu arada LCD ve batarya üretmeye de başlayacağız ve telefon ekranlarının daha az enerji harcamasını sağlayacak bir çalışmamız da mevcut. Son olarak kitap okurken kelimeye dokunduğunuzda görselini gösteren bir e-kitap aplikasyonu da yolda. Fabrikanız Samsun’da. Neden Samsun? Endeavor, EY (Ernst&Young) ve EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası)  gibi kurumlardan danışmanlık desteği aldığımız bir dönemde, katma değer yaratma amacıyla üretime başlamaya karar verdik ve bunu, yaratmayı hedeflediğimiz bilgi birikiminin ve sosyal değişimin etkisinin büyük olacağı bir şehirde yapmak istedik. 2 üniversite ve 1 teknoparka bahip bir liman şehiri olan Samsun’da böyle bir yatırıma ihtiyaç olduğunu tespit ettik ve gerçekten de yerel yönetimlerden özel sektöre tüm şehir bize kucak açtı. Yılda 600 bin adetlik üretim kapasiteli tablet, telefon ve akıllı ürünler fabrikasını, Karadeniz Bölgesi’nin ilk ve tek teknoloji yatırımı olarak Samsun’da kurduk. ‘Teknolojide kadın istihdamı düşük. Sizin şirkette nasıl?’  Yüzde 63 kadın hissedar oranı ve yüzde 55 kadın çalışan oranı ile teknoloji sektöründe kadın etkinliği anlamında öne çıkan bir firmayız. 8 departmandan 6’sının başında kadın yönetici var. Kadın liderlerin yüksek duygusal zekası ve mental dayanıklılığı özellikle pandemi döneminde öne çıkmalarını sağladı.

Çinli kadın ortak

Çinli bir ortağınız var. Neden size ortak oldular?  Çinli ortağım da bir kadın. Çok hırslı, başarılı, çalışkan ve onun da benim gibi kendi ülkesinde “Yılın İş Kadını” ödülleri var. Burası hem onlar için Avrupa’ya açılma kapısı hem de başlı başına ilgi çekici bir pazar. Ortaklık kurarken finansal katkıdan çok stratejik yatırımı hedefledik. Fabrikayı kurabilmek ve doğru işletebilmek için Çinlilere ihtiyacımız vardı, nitekim 25 Çinli 1.5 yıl boyunca Samsun’da yaşadı. Bundan sonraki hedefleriniz nedir? Global bir marka olmak. Daha önce yapılmamış ürün ve hizmetleri yaratabilmek. Bunun için çalışıyoruz.  Öncelikle neyi başarmak istiyorsunuz?  Şirketim yaşadığı sürece insanların bilgiye ulaşma yolunu kısaltan ve kolaylaştıran çözümler sunmaya devam etsin istiyorum. Teknoloji alanında yerli malına bir bariyer var. Bu algıyı değiştirebileceğinizi düşünüyor musunuz?  Covid sürecinin ardından, sadece ülkemizde değil, bütün dünyada artan lojistik ve ithalat maliyetleri nedeniyle ülkeler kendi kaynaklarına dönmeyi önceliklendirdiler ve her sektörde yerli üretim takdir gördü, değer kazandı. Bu nedenle şu an Reeder’a karşı toplumdan, tüketiciden yükselen algı oldukça olumlu. Bir kişi bir ürünü alırken fiyat, performans oranına dikkat ediyorsa, şüphesiz ki Reeder’ı seçer. Bu alanda çalışacak yetkin işgücü bulmakta zorlanıyor musunuz?  Kendi iş gücümüzü kendimiz yaratıyoruz. İşkur’dan faydalanıyoruz. Sürekli eğitim ile hem bilgi hem de şirket kültürü anlamında çalışanlarımızı besliyoruz. Ve aidiyet duygusu metropollere göre Anadolu’da çok daha fazla o yüzden yetişmiş insan gücümüzü kaybetmiyor, hatta şirket içi koçluk programları ile çoğaltıyoruz. Yurt dışında da çalışmalarınız var onlar nasıl gidiyor?  2019’da 5 ülkeye ihracata başlamıştık. 2020 itibariyle iç pazarın ihtiyacını karşılamaya yöneldik. Kapasitemizi 3’e katlayacak olan yeni fabrikamızın 2022’de açılmasıyla birlikte ihracata devam edeceğiz. Ukrayna’da kurulu şirketimiz var, orada faaliyetimiz devam ediyor.

Başarılı bir öğrenci, sporcu ve iş insanı oldu

Son dönemin çıkış yapan iş insanlarından Sezen Sungur Saral’ın başarılı bir eğitim hayatı ve spor geçmişi var. İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ni birincilikle, Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölümünden “Yüksek Onur” derecesiyle bitiren Saral, profesyonel olarak voleybol oynadı ve Kayak Milli Takımı’na seçilerek Üniversite Olimpiyatları’nda yarıştı. Girişimi öncesinde CNR Holding’de Genel Müdür Yardımcısıydı.  2010’da Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu eşi Uygar Saral ile Selekt Bilgisayar’ı kurdu. E-kitap lansmanıyla başladıkları girişimcilik yolculuğunda Reeder markasını hayata geçirdiler. Reeder 2012’de Türkiye’ye ilk 3G’li Android tableti getirdi. 2013’te Intel ile anlaştı ve 2014 yılında EMEA bölgesinin en çok Intel işlemcili tablet satan markası oldu. 2015 yılında ilk akıllı telefonunu piyasaya sundu ve en çok satılan ilk 25 model arasında yer aldı. Sezen Sungur Saral Ernst & Young’ın EY Global Girişimci Kadın Liderler programına seçilen 10 kadından biri.  Türkiye’nin Kadın Girişimcisi yarışmasının 2018 yılı birincisi.