
Restoranlara bir gün sonra ödeme yapıyoruz
Market alışverişi dışına adım atmak aslında çok stratejik bir karar değil mi? Yemek işinde restoranlar aslında yıllardır alanın büyük oyuncusu olan pazar yeri platformunda bir kurye sistemi kurup işlerini sürdürüyorlardı. Biz restoranlara farklı şeyler sunduk. Öncelikle “bizim kurye ağımız var” dedik. Ve hemen kurye ağımızı 2’ye katladık. Talep de çok hızlı geldi. Hem restoran tarafından hem de müşteriden. Çok farklı arayüzler yaptık. Fotoğraf çekimleri vs çok özendik. Bazı restoranlar “biz siparişi kendimiz de götürürüz” dedi. Bizim en büyük paydaşımız burada restoranlar olduğu için onları dinledik. İş başladıktan 6 ay sonra “restoran getirsin” servisini de açtık. Biz her restorana 2 seçeneği de koyduk, seçimi de müşteriye bıraktık. Müşteri Getir kuryesinden isterse Getir kuryesi getiriyor, isterse restoran kuryesi. Kazanç ne oluyor? Restoranlara farklı davrandık. Restoranların kendilerinin götürdüğü siparişlerde yüzde 10 komisyon alıyoruz. Başka bir ücret talep etmiyoruz. GetirYemek kuryesi talep ettiklerinde kuryeye ayrı bir ücret ödeniyor. Önce restoranlar kazansın, sonra biz kazanalım istedik. Restoranların yüzde 60-65’i esnaf. Nakit akışları kritik. GetirYemek olarak söz verdik, bugün yaptığımız tüm işlemlerin nakit akışını ertesi gün restoranların hesabına yatırıyoruz. Bu uygulamamız restoranları çok rahatlattı. Restoranların da elleri bollaştı. GetirYemek’in büyüklüğü ne oldu? Şu anda GetirYemek sistemine kayıtlı 50 bine yakın restoran bulunuyor. Bu aynı zamanda GetirYemek’i kullanıcılara en fazla seçenek sunan platform yaptı. Pandemi dönemi siz kurulduktan hemen sonra geldi. Aslında sert bir düşüş de oldu. Nasıl geçti o dönem? Başta çok büyük düşüş oldu. İlk başlarda kimse dışarıdan gelen bir şeye el sürmek istemedi. O dönem çok zordu. Biz hemen aksiyon aldık. Ekibimiz sürekli restoran ortaklarımızı aradı. Çalıştığımız restoranların yüzde 15’i ilk dalgada tamamen kapandı. Biz çalıştığımız restoranlara “açılır açılmaz sektörü geri getirmek için elimizden geleni yapacağız. Kısıtlamalar kalktığında hemen destek kampanyalar yapacağız” da dedik. Ama doğrusu kampanyadan da çekiniyorlardı. Bir restoran yüzde 15 indirim verdiğinde biz de kendi payımızdan aynı oranda indirim verdik. Toparlanma olsun ve bir toplumsal farkındalık sağlamak amacıyla ‘Bi Mutluluk Hareketi’ reklam filmini hazırladık. Herkesi restoranlara desteğe davet ettik. Bu çağrı yanıt buldu ve 10 Aralık’tan sonra restoranların siparişleri iki katına çıktı. Proje çerçevesinde kaldırılan komisyona ek olarak üye restoranlara verilen reklam destekleri ve indirimlerle birlikte doğrudan ve dolaylı olarak sektöre 50 milyon TL değerinde destek sağlandı. Özellikle Aralık ayındaki 2’nci dalgada 2 ay boyunca komisyon almadık. Bunu da “bir mutluluk hareketi”ne çevirmek çok pozitif bir etki yarattı. Bu hizmeti İstanbul dışına da yaymaya karar verdik. Gaziantep’ten Şırnak’tan talep geliyordu. 1 ay içinde tüm illere yayıldık. Getir yok her yerde ama GetirYemek var değil mi?
Aynen. Çünkü her yerde bizimle çalışmak isteyen restoran var. O döneme kadar online yemek siparişi 70 kente gitmişti, bizimle birlikte tüm kentlere gitti. Ardahan, Artvin, Bayburt, Bitlis, Gümüşhane, Hakkâri, Kars, Kilis, Muş, Şırnak ve Tunceli’deki restoran ve müşteriler ilk kez online bir yemek platformu ile tanışmış oldu. Bu bizim için çok önemli, çok değerli. Hep hızlı kararlar. Internet kullanımlarına bakınca Türkiye’de gerçekten de bazı illerde uygulamadan yemek siparişi işinin bu derecede hızlı kabul görmesi ve büyümesi ilginç! Kredi kartını cep telefonuna yükleyip, uygulamadan sipariş vermeye çok kolay mı alışıldı? Hangi iller hızlı büyüdü? Bizim yapımız öyle işliyor. Sektörün genç ve dinamik oyuncusuyuz. O günden bugüne 10 kat büyüyen kentler var. Ciddi talep oldu. Van, Şırnak, Uşak, G.Antep çok hızlı büyüdü. G.Antep mesela kahve zincirlerinden taleple de büyüyor. Lokal kahve zincirleri oluşuyor oralarda da. Son 6 aylık süreçte en çok büyüyen şehirler G.Antep, Şırnak, Zonguldak, Isparta ve Uşak oldu. Bu şehirlerde daha çok telefonla sipariş veriliyor. Mobil uygulamaya geçilmesi bu illerde çok önemli. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hızlı büyüyoruz. Ama İstanbul tüm işin yüzde 35’ini yapıyor. 50 bin restoranın yüzde 35’i mi cironun yüzde 35’i mi İstanbul’da? Cironun yüzde 45’i İstanbul’dan geliyor. Hangi yeniliklerin peşindesiniz? Yenilikler daha akıllı bir yemek uygulamasını yapmakla olacak. Biz de bunun için çalışıyoruz. ‘Daha hızlı nasıl sipariş veririz?’ Hep buna bakıyoruz. GetirYemek uygulamasında bazı restoranlar öncelikli olarak önümüze çıkıyor. Bu nasıl oluyor? Neye göre? Restoranların performansına göre. Asla onlarla bizim aramızda bir reklam ilişkisi gibi değil. Bugüne kadar 5 milyon kadar geri dönüş aldık müşterilerimizden, bu geri bildirimleri restoranlar görüyor. Performanslarını onlarla paylaşıyoruz. Uygulamada da siz ne yiyecekseniz, o bölgede yüksek performans gösteren restoranı ilk sıralarda görüyorsunuz. Geri dönüşümlü malzemeye geçiyoruz Çevreci ambalajlara geçiş için iş birliği yaptığınız restoranlarla çalışmalarınız olacak mı? Bazı restoranlar plastik ambalajlardan çıkıyor. Getir’de de “ambalaj istemiyorum” butonu oldu… Bu konuda da yenilikçi olacağız. Oluyoruz. Ambalaj konusunda yönlendirdiğimiz üreticiler, tedarikçiler var. Geri dönüşümlü malzeme konusunda çalışma yapıyoruz. Türkiye’de önce taşıma çantalarımızı geri dönüşümlü yapacağız. Tamamen geri dönüşümlü malzemeye doğru geçiş sürecindeyiz. Yemek kapları için ayrı bir projemiz var. Restoranlara da bu konuda danışmanlık veriyoruz. Restoranlara yönelik “dükkan açmak istiyorum”dan itibaren hizmet vereceğimiz bir akademi kurmak istiyoruz.