23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
24.03.2023 04:30

Gençlerimizin tek seçeneği üniversite diploması olmamalı

MSA kurucusu Mehmet Aksel, Türkiye’nin kalkınması ve genç işsizliğine çözüm için yeni bir mesleki okul sistemi öneriyor. Drone pilotu, çocuk-yetişkin bakıcısı, veteriner asistanı vb. gibi meslek eğitimleri veren meslek okulları kurulmalı

Mehmet Aksel bir eğitimci değil ama bir mesleki eğitim gönüllüsü. Yıllardır gastronomi alanında mesleki eğitime yatırım yapıyor. Türkiye gibi genç nüfusu yoğun ülkelerde mesleki eğitimin ülkenin kalkınması için kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.

Çok uzun zamandan beri de bu konudaki dünya örneklerini inceliyor. Türkiye’de yalnızca gastronomide değil havacılıktan enerjiye bilişimden tekstile kadar her alanda mesleki eğitimle reform yapılması gerektiğine inanıyor. Depremden önce hazırladığı çalışmanın bölgenin yeniden ayağa kalkması için eğitimde yeni bir yol olabileceğini düşünüyor. Aksel ile “Yeni Mesleki Eğitim Yaklaşımı” başlığında hazırladığı çalışmayı konuştuk.

Türkiye’deki mesleki eğitimin açmazları neler?

En önemli problemin algı olduğunu düşünüyorum. Mutfak Sanatları Akademisi’ni (MSA) kurduğumuzda “Aşçıya kız verilmez” derlerdi, sakın yanlış anlamayın, ben de hiç tercih etmem bu tip söylemleri. Kız vermek, almak gibi. Ancak deyimler vardır eskiden gelen. Şimdi bakın durum tam tersi. İtibarlı bir iş oldu aşçılık, şeflik. Hikaye sadece aşçılık mesleği ile sınırlı da değil, tüm branşlardaki mesleki eğitimin genel algısından bahsediyorum ve iddia ediyorum ki, bahsettiğim sistemde hangi meslek okulunu kurarsak kuralım yıllardan beri gelen bu kötü algı değişir. Bunun dünyada şahane örnekleri var. Bizim gibi genç nüfusu olan ve ancak üretimle kalkınabilecek bir ülkede gençler mesleki eğitime yönlendirilebilir.


Meslek okulları yetersiz ve tercih edilen bir model olmaktan çok uzakta. Aslında geçmişte tam tersi söz konusuymuş. Sistemin en büyük açmazları neler?

1941 yılında teknik lise ve meslek lisesi olarak oluşturulmuş bu yapı. Anadolu teknik liseleri ve Anadolu meslek liseleri olarak programları yapılmış. 1986’da çıraklık okulları kuruluyor. 1 gün okulda eğitim, 4 gün iş yerinde eğitim esas alınıyor. 2021’de de MESEM kuruluyor. İçerik olarak uluslararası boyutta eğitim yok bu okullarda. Büyük problem de şu, ülkemizde meslek okulu görevi ile vücuda getirilen yapının/tesisin/sistemin öğrencinin önce vizyonunu açıp sonra da o vizyonu daha da ilerilere taşıyacak bir alt ve üst yapıya sahip olmadığını görüyoruz. Dünyada lise mezunu bir genç için mesleki eğitim, üniversite eğitimiyle birlikte, iki hayat seçeneğinden biri. Ama Türkiye’de mesleki eğitim ve algısı, gençler ve aileleri açısından ne yazık ki, ‘düşük kalite’, ‘mavi yaka işi’.

Meslek okulu mezunları dünyada iş bulurken Türkiye’de üniversiteye girme oranları da düşük. Mesleki okuldan mezun olmak iş bulma garantili olsa değişir değil mi algı?

Ama önce eğitimin kaliteli olması gerekiyor. Bu yapıda böyle bir eğitimden uzağız. Türkiye’de mesleki eğitim, hem çok yetersiz hem çok kalitesiz. Çağı yakalayamamış meslek okulları ve ite-kaka inşa edilmiş, hem altyapısı hem üstyapısı yetersiz okullar, öğrenciyi meslekten de soğutur vaziyette. Türkiye’de mesleki eğitim öğrenci ve ebeveynler tarafından da ciddiye alınmıyor. Askerlik konusunda işe yaramaması erkek öğrencileri de etkiliyor.

Mesleki eğitimin kalitesinin yükseltilmesi işsizliğe de çözüm olabilir mi?

Resmi verilere göre bugün Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 13’ler (TÜİK) civarında. Başka bir ifadeyle toplam işgücümüzün yaklaşık yüzde 87’si bir iş ve buna bağlı bir gelire sahipken yüzde 13 işsiz ve gelirsiz diyebiliriz ülkemizde. Gençlerde işsizliğin yaygın olduğunu biliyoruz. Ben şöyle bir örnek vereyim. Geleceğin işleri diyoruz ya, örneğin drone pilotu olmak istemez mi bir genç? Bunun için de meslek okulunda eğitim alsa iyi olmaz mı?

Türkiye’de ailelerin de beklentisi mutlaka üniversite okunması. Hangi üniversite ve hangi bölüm olduğu da çok önemli değil. Bu nasıl aşılacak?

Bu meslek okullarında verilen eğitimin kaliteli olmasıyla aşılır. Aşçılık için de böyleydi. Algımız üniversite diploması alınması gerektiğiydi yıllardır. Ama zaman içinde Mutfak Sanatları Akademisi’nde gözlemlediğimiz artık ne anne babada, ne sektörde, ne de öğrenci gözünde bu mevzu “taşa yazılmış bir gereklilik” değil. Mesleki eğitimin de -uygun mesleklerde ve branşlarda- gayet verimli bir sonuç önerdiği ortaya çıktı. Yeter ki okullar ve öğrencinin bu hayali önce kurması ve sonra da gerçekleşmesi için gereken donanımlar olsun. Biz MSA’da bunu birebir yaşadık.

Meslek okullarında çocuk bakıcılığı, yetişkin bakıcılığı, resepsiyonist, yönetici asistanlığı, veteriner asistanı, çiftlik danışmanı, dikey tarım, rüzgar-güneş enerjisi teknisyeni, elektrik tesisatçı, su tesisatçısı, drone pilotu, lostracılık, saat tamircisi gibi eğitimler olmalı

Nasıl olmalı öngördüğünüz sistemde mesleki okullar?

Lokasyonu, altyapısı, ekipmanı, yönetim kadrosu, yönetim sistemi, eğitim içerikleri, uluslararası akreditasyonları, eğitmenleri, konuk eğitmenleri, staj lokasyonları ve faydaları, endüstri bağlantıları ve uygulama imkanları, insan kaynakları ve mezunlar departmanı, organizasyonları ve benzer ana başlıkları olan bir sistemi kuralım; bu sistem sayesinde okulun diplomasının işveren nezdinde gerçek bir ederi olsun ve bu yapıya haklı olarak sponsorlar yağmaya başlasın; bakın o zaman gençler hayallerinin peşinden mi koşuyor, yoksa hiç istemedikleri bir üniversite diplomasının peşinden mi gidiyor?