23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
21.01.2022 04:40

Para güvene doğru gidiyor, Batılı ülkelere yatırım iştahı artıyor

PwC’nin 25 yıldır yayınladığı Küresel CEO Araştırması sonuçlarına göre dünyadaki CEO’lar en büyük riski siber saldırılarda görürken, Türkiye’deki CEO’lar makroekonomik dalgalanmaları riskli buluyor

Denetim, danışmanlık ve vergi hizmetleri alanında dünyanın 195 ülkesinde faaliyet gösteren PwC 25 yıldır Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda küresel Covid nedeniyle 2 yıldır Davos’ta açıklanamayan bu raporun yayınlanmasından hemen önce PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu ile görüştük.   Bu yıl kaç CEO ile görüşüldü? Kaçı Türkiye’den? Anketlerimizi 4.500 CEO yanıtladı. Türkiye’den 88 CEO var. Geçen yıl 77 CEO katılmıştı.  Yüzde kaçı kadın CEO? Maalesef yüzde 12. Türkiye’de ise yüzde 10 kadın oranı. Kadın CEO oranının artması dünya gündeminde.  PwC uzun yıllardır bu araştırmayı yapıyor. Son yıllarda değişen neler var? Türkiye’de en çok ne değişti? Farklı bir dünyaya doğru gidiyoruz. PwC Türkiye’de 41 yıldır var. Önce yabancı şirketler için geldik. Son yıllarda Türk şirketlerle de çalışıyoruz. Halka açık şirketlerin denetimi bizde. 20 yıl önceki Türk şirketleriyle şimdikiler çok farklı. Şirketler büyüdü, ikinci üçüncü kuşağa geçti, yurt dışına açıldı. Dijitalleşiyorlar. 25 yıldır bu açıklamayı yapıyoruz. PwC’nin çok çalışması var böyle, ancak Türkiye’de yapmadıklarımızı burada açıklamıyoruz. Bu çalışma Türkiye’de yapıldığı ve bir karşılaştırma fırsatı verdiği için önemli.  Ne zaman yapıldı? Ekim-Kasım aylarında yapıldı. Dolayısıyla Aralık’taki ekonomik tablo yansımadı.  Her yıl “ekonomik büyüme beklentilerini” soruyorsunuz. Nasıl CEO’ların beklentileri?  Bu yıl CEO’lar iyimser. Geçen yıl da iyimserlerdi. Bağışıklığın artması CEO’ları etkiledi. Sağlık krizinin biteceğini düşünüyorlar. Gelecekle ilgili beklentileri de daha iyimser. Hatta Türkiye’deki CEO’lar daha da iyimser. 2012’den bu yana bakıldığında rekor seviyede bir iyimserlik var. Şirketlerin büyümeyle ilgili de beklentileri yüksek. Türkiye’deki CEO’ların daha da yüksek. Küresel CEO’ların yüzde 77’si ekonomik büyüme artacak diyor.  Türkiye’dekilerin tahmini..  Yüzde 80’i iyimser.  Şaşırdım doğrusu. Siz nasıl buluyorsunuz? Geçen yıla göre daha iyimser olunmasının nedeni artık herkesin çok sıkılmış olması. Ve ekonomideki sıkıntılara rağmen tüketim artıyor. Şu an ötelenmiş bir kriz de olabilir. Bundan sonra krizsiz dönem de olmayacak gibi. Burada Türkiye’deki CEO’ların deneyimleri ve kriz ortamlarına alışık olmaları da değerlendirmelerini etkiliyor.  Pandemide dev şirketlerde CEO değişimlerinin arttığını gördük. CEO’lar gençleşiyor mu? Pandemide daha büyük bir değişim mi oldu? Evet. Araştırmada buna bakılmadı ancak artık 5 yılda bir değişiyor CEO’lar. Eskiden 8 yılda bir değişirdi. Bizde 2 dönem ve 60 yaş sınırı var.  Keşke siyasette ve sivil toplumda da böyle olsa! Doğru söylüyorsunuz. Dinamik yapı için, değişim için bu benimsenmeli. Bu dünyada kabul görmüş bir yaklaşım. Bizim şirkette yaş ortalaması 28.  Ekonomik krize, yoksulluğun artmasına rağmen CEO’ların iyimserliğini anlamakta zorlanıyorum… Makas açılıyor. Dünyada da Türkiye’de de bu çok önemli bir sorun. Ancak tüketim de lüks tüketim de artıyor. Bu ne kadar sürecek emin değilim. Tekne, saat, araba almak için sırada bekleniyor.  “Şirketlerin ortak sorunu ne” diye sorsam? Benim ilk aklıma gelen iklim krizi ve etkileri. Tüm dünya etkileniyor.  Doğru. Aynı şekilde dünyanın her yerinde yeni jenerasyonu işte tutmak zorlaştı. Şirketlerin ortak sıkıntılarından biri bu.   Araştırmaya  göre en çok hangi sektörler büyüyecek? En çok özel sermaye fonları, teknoloji, gayrimenkul, ilaç, kimya, sigorta sektörleri geliyor. Turizm alt sıralarda...  Türkiye ayrışıyor mu?  Benzer Türkiye’de de. Türkiye’de turizmde de beklenti yüksek. Çünkü çok ucuz ülke olduk. Sağlık turizmi de Türkiye’de yükseliyor. Ayrışma turizmde görülüyor. Türkiye’de çeşitlilik var. Batı gelmeyince yüzünü Arap ülkelerine dönüyor. Bu yıl Galataport’a kruvaziyer gemiler de gelecek. Gayrimenkul değerlemeleri ise tüm dünyada artıyor.    CEO’lara 3 yıllık beklentileri sorduğunuzda nasıl yanıtlar aldınız?  1 ve 3 yıl içinde beklentilere baktığımızda dünyadaki CEO’lar “3 yıllık süreç iyi olacak” diyor. Türkiye’deki CEO’lar ise hem önümüzdeki yıl hem de 3 yıl daha iyi olacak diyor. Biz çok firmayla çalışıyoruz. Makro ekonomik sıkıntılar var, faiz konusu var ama şunu söyleyebilirim, Türkiye’de yatırım yapılacak çok alan bulunuyor. Örneğin en çok teşvik belgesi geçen yıl düzenlenmiş. Organize sanayi bölgelerini geziyoruz. Manisa’da 7’inci genişleme bölgesi yapıldı. Manisa sanayinin kalbi oluyor. Türkiye’deki yan sanayinin güçlü olması yatırım için Türkiye’yi avantajlı kılıyor.  Ama kaçırdı Türkiye bazı büyük yatırımları. Evet doğru. Ama Türkiye’nin avantajları da var. Bulgaristan’da iş gücü zayıf. Ben son dönemde Mısır’ı rakip olarak görüyorum.  Hep Çin birinci çıkardı? 2 yıldır değişti. Yatırım olarak en parlak ülkelere baktığımızda Çin tahttan indi. Biden’ın etkisi oldu ABD’de. ABD ilk sıraya yükseldi. Çin ikinci. Almanya hep güven veriyor. Yıllardır ilk 5’te Hindistan vardı. Artık  İngiltere var. Gelişmiş ülkelere talep artıyor. Brexit’ten sonra İngiltere’ye yatırım arttı. İngiltere 17’inci sıradan adım adım yükseldi. Para güvene doğru gidiyor. Çin dışında Batılı ülkelere güven artıyor, gelişmiş olanlara dönüyor para.  Türkiye’deki CEO’lar ne görüyor?  Amerika, İngiltere artışta Türk CEO’lar arasında da. İlk 10’da Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri var. Türkiye-İngiltere ilişkileri gelişiyor. İngiltere’de çok iyi eğitimli Türkler var, iyi kariyer yapan. Özel sektörden de çok giden oldu. Bunların etkisi var mı? İngiltere yabancıları yönetici olarak kullanıyor. Türkler de bundan faydalanıyor. Ayrıca Almanya’daki gibi bir Türk algısı da yok İngiltere’de.   Risk olarak neleri görüyor CEO’lar? Diğer ülkelerde ilk sırada siber riskler geliyor. Bu çok ciddi bir risk. Çok fazla siber saldırı oluyor. Siber saldırılar sonucunda şirketler üretimleri durduracak noktaya gelebiliyor. Türkiye için de önemli risk. Geçen yıl sağlık riski ilk sıradaydı. Dünya rakamlarına baktığımızda siber güvenlik ve sağlık krizi ilk sıralarda. Türkiye’de ise jeopolitik sıkıntılarımız etkiliyor. CEO’ların gündeminde bu da var çünkü ticareti, ihracatı etkiliyor. Sosyal adaletsizlikler de etkiliyor. Türkiye’deki CEO’lar iklim değişikliğinin etkilerini de önemsiyor.  Yangınlar, seller mi etkili oldu? Bu var ama bir yandan da şu var. Bu şirketler ihracat yapıyor. Yeşil Mutabakat var. Buna uyum sağlamak kolay değil. Karbon vergisi ile ilgili konular da etkileyecek. Türkiye ciddi bir Avrupa ihracatçısı, o yüzden de bu gelişmeler CEO’ların gündeminde. Bu arada Türkiye’deki şirketler buna hazırlıklı da değil. Karbon vergisi denildiğinde endişe artıyor. Türkiye’de karbon vergisi konusunda bilgilenmeye ve değişimi sağlayacak altyapıya ihtiyaç var.  Siber riskleri Türkiye dikkate almıyor mu? Biz tehditlerin ekonomik olarak şirketleri nasıl etkileyeceğini de araştırıyoruz. Siber risklerin ürün ve hizmet satışlarını etkileyeceğini düşünüyor CEO’lar. Türkiye’de ise makroekonomik dalgalanmalar en büyük risk olarak görülüyor. İkinci sırada da iklim değişikliği ve jeopolitik çatışmalar var.  Başka riskler neler?  Nitelikli insan çekme ve onları tutma konusu gündemde. İlk defa insanlar başka iş bulmadan işinden ayrılıyor. “Ben ayrılayım sonra iş bakarım” diyen insan sayısı artıyor. Türkiye’de de böyle. İk defa böyle bir süreç yaşadık.  Çok ayrılan oldu mu? Bizim şirketten de göç edenler çok oldu. İzmir’e çok yerleşen var. Bizim ekipten de gidenler oldu yurt dışına. Ben gidenleri destekliyorum. 

Cenk Ulu
Cenk Ulu
Türkiye’nin gündeminde beyin göçü var. Yüzlerce şirketle çalışıyorsunuz. Gözlemleriniz nasıl? Bu bir risk mi? Yurt dışına gidenler çok. Ben beyin göçü konusunda farklı düşünüyorum. Evet, gençler gidiyor. Ama bir yandan da Türkiye’nin iyi üniversiteleri ve çok yetenekli bir nüfusu da var. Bazı sektörlerde, örneğin yazılımda sıkıntı yaratıyor. Ama giden Türklerin niteliklerine de bakarsak, Türkiye’nin de oralarda diasporası oluşuyor. Çok başarılı Türklerin olması Türkiye algısını da değiştiriyor. Geri dönen Türkler oluyor, onlar beraberlerinde bilgi birikimlerini de getiriyor. Romanya ve Polonya’da yaşandığı gibi olmayacağını düşünüyorum. Dünyayı görmüş bir nesil yetişmesi değerli bizim için.  Jeopolitik riskler Türkiye’deki CEO’ları endişelendiriyor mu? Jeopolitik çatışmaların satışlara etki edeceğini söylüyor Türkiye’deki CEO’lar. Dünyadaki CEO’lara göre daha riskli görüyorlar.  Karbon ayak izi, sera gazı emisyonları …Bunlar ne kadar gündemlerinde şirketlerin? Dünya genelinde şirketlerin yüzde 44’ü sera gazı emisyonuyla ilgili taahhütte bulunmuyor. Bu konuda tam bilinç yok. Bazıları karbon nötr olmakla karbon üretmemek arasındaki farkı tam bilmiyor.  İklim krizi bu kadar gündemdeyken… Evet. Bu konu daha çok gündeme gelecek. Büyük fonlar, yatırım yaptıkları şirket ne kadar yeşil ona bakıyor. Türkiye’de de bu noktada çok gelişme olacak. Seyahatlerde uçak mı tren mi kullanacağız bakıyor global şirketler. Türkiye’de bu konular tam oturmadı. Örneğin biz artık 2 saatlik toplantı için Frankfurt’a uçmuyoruz.  Hibrit çalışma sistemine geçti şirketler. Bir bölümü ise hala uzaktan çalışıyor. Bunların etkilerine baktınız mı? Uzaktan çalışma takım kültürünü ve inovasyonu etkiledi. Usta-çırak ilişkisini ve şirket kültürünü de etkiliyor. Bu yüzden de hibrit sistemin kalıcı olacağını düşünüyorum.


5 yıl sonra işim ortadan kalkacak!

  

21 yıldır PwC’de

 

PwC Sıfır 2030 hedefleri