19 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
07.01.2022 04:40

Yaşanacak başka gezegen yok

Avrupa Uzay Ajansı Astronotu Andre Kuipers: “Uzayla ilgili gelişmeler heyecan verici. James Webb teleskobu ötegezegenlerdeki ışığı izleyecek. Bu ışıkta, canlıyı gösterebilecek biyokimyasal belirtiler bulmayı umuyoruz. DART projesinde de dünyaya çarpma ihtimali olan asteroitlerin engellenmesi için çalışılıyor…”

Andre Kuipers doktor ve astronot. 12 Ocak’ta Türkiye’ye gelecek. İçinde Elon Musk’ın sahip olduğu Space X’in Starship prototip modelinin, gerçek bir Ay taşının, Saturn V roketinin bir modelinin de bulunduğu NASA Uzay Sergisi Metropol İstanbul’da 8 Ocak’ta açılacak. Hollandalı doktor ve Avrupa Uzay Ajansı Astronotu Kuipers da bu etkinlikler kapsamında HUPALUPAEXPO davetiyle İstanbul’da konuşma yapacak. Kuiper’la ziyareti öncesinde konuştuk. Toplam 204 gün uzayda kalan, Avrupa tarihinin en uzun uzay yolculuğunu yapan Kuipers, iklim krizini önlemek için de çalışıyor. Hayatınızı uzaydan önce ve sonra olarak ikiye ayırmak mümkün. 200 günden fazla uzayda kalmak hayatınızı nasıldeğiştirdi? Dürüst olmak gerekirse, bunun hakkında bir kitap yazabilirim. Astronot olmadan önce Avrupa Uzay Ajansı’nda doktor olarak çalıştım. Seçildikten sonra temel astronot eğitimi için hazırlık yapmaya başladım. İlk uzay görevime atandıktan sonra, ekibimle üç yıl eğitim aldım. Birçok farklı yere seyahat etmem gerekti. Bu deneyim, bana uluslararası iş birliğinin önemini gösterdi. Uzaydan döndüğümde, çok fazla sosyal projede yer aldım. Halka ulaşmak ve onlara uzay uçuşunu anlatmak astronotların özel görevidir. Neden uzaya gidiyoruz ve bize ne sağlıyor? İnsanlar uzayın hikayesini dinlemeyi severler. Hem çocuklar hem de yetişkinler için kitaplar yazıyorum, tiyatrolarda oynuyorum ve şu anda bir film üzerinde çalışıyorum. Ayrıca küresel hayır kurumlarının elçisiyim.  Dünya’ya döndüğünüzde iç sesiniz size ne dedi? İç sesim daha uzun kalmamı fısıldadı. Bir daha asla bir kuş gibi süzülüp bu denli özgür olamayacağımı anladım. Uzaydaki muhteşem manzarayı özlüyorum.  Dünya inanılmaz derecede güzel. Japonya, Rusya’da Tokyo, Moskova gibi farklı ülkelerde eğitim gördünüz... Hangi eğitim sizi en çok etkiledi? Astronotlar, uluslararası bir uzay istasyonunda çalıştıklarından birçok farklı yerde eğitim alıyor. İstasyondaki her ortak, Rusya, Kanada, Avrupa, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri, kendi özel görevlerinin eğitiminden, uzay araçlarının ve modüllerinin operasyonlarından sorumlu. Moskova’da çok fazla eğitim zamanı gerektiren bir Rus Soyuz’un uçuş mühendisi olarak uçtum. 40 yaşında, kolay olmayan Rusça’yıöğrendim. Tokyo’daki Japon uzay laboratuvarı için deneyler yaptım ve eşyaların nasıl tamir edileceğine dair rehberler hazırladım. Avrupa laboratuvarı için Köln’de eğitim aldım. Houston ve benzeri yerlerde Amerikan modüllerini ve uzay yürüyüşlerini öğrenmek zorunda kaldım. Kanada’nın Montreal kentinde robotik kolları nasıl çalıştıracağımı öğrendiğim enteresan bir eğitim aldım.  Uzayda 204 gün ile yeryüzünde 204 gün arasındaki fark ne? Pek bir fark yok. Astronotlar çalışır, yemek yer, uyur ve biraz boş zamanları vardır. Sadece yürüyüşe çıkamaz veya güzel bir esinti için pencereyi açamazsınız. En büyük fark, uzayda doğanın olmaması. Gemideki bir Rus meslektaşım bana kuş seslerinin olduğu bir dosya gönderdi ve buna bayıldım. Amerikalı bir meslektaşım, yeşil plastik şerit gıda paketleri ile yapay bir orman üretti. İçinde foklar gibi süzüldük. Yer çekimsiz ortamda süzülmek, uzayda olmanın eğlenceli yanlarından biri. Kendimi sudaki balık gibi hissettim. Önünüzde yüzen şeyleri, özellikle sıvıları görmek büyüleyici. Ve manzara kelimenin tam anlamıyla olağanüstü. Boş zamanlarımda pencereden dışarı bakardım. Dünya’yı, gezegenleri, yıldızlarla dolu gökyüzünü görmek, çok daha büyük bir şeyin parçası olduğumuzu anlamamı sağladı. Bana kozmik bir his verdi. Uzay yolculuğunda en zor gününüz hangisiydi? Son uçuşumda 25 yıldır tanıdığım bir bilim insanının deneyinde hata yaptım. Yeterince dikkat etmediğim için bir gaz tüpünün konnektörü koptu. Neyse ki onarabildim ve sonra deneyi yaptım.