İngilizcede bir deyim vardır, “Larger than life”. Hayatı efsanevi boyutlarda, -gevşek bir çeviri gibi olsa da aslında tam anlamıyla- hayatı olduğundan daha büyük yaşayanları ve kendileri de öyle olan karakterleri tanımlar. Bu deyimi okul sıralarında ilk duyduğumda gözümün önüne ilk gelen kişi Ernest Hemingway olmuştu. O günden bu yana da benim için Hemingway bu deyimin değişmez sözlük karşılığı oldu hep ve hala da tahtını devredecek, onu aşan başka bir “larger than life” karakter çıkmadı karşıma açıkçası. Ki neredeyse eminim benim bu düşüncemi dünyanın neredeyse kalanı da paylaşacaktır! Sonuçta kim yaşadığı tek bir hayata savaşta ambulans şoförlüğü, İspanya ve Türkiye’de savaş muhabirliği, Afrika’da avcılık, Küba’da balıkçılık, Paris’te bohem sanat hayatı, gazetecilik, yazarlık, akla gelecek hemen her tür maceracılık, ‘çapkınlık’ ve dünya gezginliğini sığdırabilmiş, en önemlisi bunların her birini de yalap şap değil hakkını vere vere, ustalıkla yapabilmiştir?
Maceraperest ruh
