Kışla birlikte karın hükümranlığı başlar. “Beyaz ipek gibi yağdı kar/ bir kız kardan hafif yüreğiyle/ geçip gitti güvercinleri anımsatarak,” der Ataol Behramoğlu. Kimine göre bir kuş kanadı gibi hafiftir kar, kimine göreyse yüreğe oturmuş bir demir yük kadar kalın ve sıkıntılı… Maharet ise onu dinlemekten geçer. Sessizliğiyle konuşur kar. Ona baktıkça, dinledikçe bize ayna olur. Suskunluğuyla asıl bizi konuşmaya, içimizi dökmeye kışkırtır ve çoğu zaman da bir arınma sunar. Tıpkı Orhan Pamuk’un Kar adlı romanında da gördüğümüz gibi… “Karın sessizliği, diye düşünüyordu otobüste şoförün hemen arkasında oturan adam. Bu bir şiirin başlangıcı olsaydı içinde hissettiği şeye karın sessizliği derdi.”
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim