Mektuplaşmalardan, hele de yazarların, sanatçıların, dönem aydınlarının mektuplaşmalarından doğan kitaplar, benim için edebiyatın en nadide türlerinden biridir. Otobiyografilerin subjektif doğalarının ötesinde, dostlukların olduğu kadar dönemlerin de öykülerini en yakın plandan, iki görüş açısından objektif bir okuma imkanına sahip olur, değme biyografilerin sunamadığı bir ayrıcalığa kavuşursunuz.
Dostluklar demişken, 1970’li yılların Ankara’sında başlayan, araya giren sürgün yıllarıyla pekişen, gücü asla eksilmeyen bir dostluk: Zülfü Livaneli’yle Can Yayınları’nın da kurucusu olan yazar, yayıncı, 2006 yılında kaybettiğimiz Erdal Öz’ün dostluğu… Edebiyat tutkusunu paylaşan iki gençten biri dünya çapında bir müzisyene evrilirken, diğeri Türkiye’nin en önemli yayıncılarından biri haline geliyor; badireler atlatıyorlar, yalnız kalıyorlar ama asla yılmıyorlar. Yıllar içinde de eşine az rastlanır bir dayanışmanın mimarları oluyorlar.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim