Kendimi dünya nüfusunun en şanslı kesiminden kabul ediyorum. Belirgin bir derdim, çarpıcı bir travmam yok. Korumak için kıyasıya rekabette çalışmak zorunda olduğum bir mal varlığım yok. Zevk aldığım şeyleri istediğim süreyle ve istediğim zaman yapıyor, doğanın kucağında, insana olabilecek en az temasla yaşıyorum. Haberlere ucundan, sosyal medyaya seyrek bakıyorum. Ama stres veya kaygı dediğin illa şehirde trafikte kalmayı, beyaz yakalı olup plazada maaşlı çalışmayı ya da büyük bir travma yaşamayı gerektirmiyormuş. Özellikle ilk şartı kadın olmak diye belirtilen bir otoimmün hastalığı olan fibromiyalji tanısı, doktor doktor dolaştıktan sonra bana en nihayet geçenlerde kondu. Hiçbir test sonucum anormal değil. Demek ki geriye psikolojik etkenler kalıyor! En son gittiğim nörolog hanım “Antidepresan şart, bir ay kullan bak göreceksin” dedi. Ben de Türkiye’nin büyük çoğunluğu gibi antidepresan almaya başladım! Ve evet ağrılarım az bir miktar hafifledi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim