25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
19.05.2023 04:30

Biyolojik çeşitlilik iyidir

Doğada ve yaşamda bir denge sağlamak için ikinci turda oyumuzu aynı hevesle verip elimizden geleni yapmalıyız. Çabuk yılmak yok

Biyolojik çeşitliliğin azalması ile ilgili sorunlara dikkat çekmek, halkı bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin kabul edildiği gün olan 22 Mayıs 1992 Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü” ilan edilmiş. Türkiye, biyolojik çeşitliliğin korunmasını, sürdürülebilir kullanımını ve genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil bir şekilde paylaşılmasını amaçlayan bu sözleşmeyi 14 Mayıs 1997’de imzalamış.

Hayvan, bitki, mikroorganizma çeşitliliği ve bunların ekosistemlerinin ötesine geçen anlaşma insanların gıda, güvenlik, ilaç, temiz bir çevrede yaşama haklarını da dikkate alarak sürdürülebilirliği daha geniş bir perspektiften ele alıyor. Yine de hâlâ yeterli bir ilerleme sağlanamadığı ve kaybın devam ettiği ortada.
WWF-Türkiye Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem 2018’de bu konuyla ilgili şunları bildirmiş: “WWF’in 2 yılda bir hazırladığı Yaşayan Gezegen Raporu’na göre son 50 yıl içinde karasal türlerin popülasyonlarında yüzde 38, deniz türlerinin popülasyonlarında yüzde 36 azalma olurken, en fazla kayıp yüzde 81 ile sulak alanlarda yaşandı. Tür koruma programlarıyla birlikte korunan alanların hızla genişletilmesi ve güçlendirilmesi ve doğal kaynak kullanan bütün sektörlerin, çalışmalarında biyoçeşitliliği dikkate alması gerekiyor.”

Dünyadaki bitkilerin sayısı ile ilgili çeşitli yorumlar var. Tahminen 270 bin civarında olduğu düşünülüyor. Bu 270 bin bitkinin 70 bin kadarından yararlanıyoruz, 200 bin tanesinden ise yararlanmıyoruz. Oysa son zamanlarda yıllardır arada bir açıp okuduğum kır çiçekleri, bölgenin otları konusunda o kadar kadim bilgi var ki. Söylenen o ki yararlanılmayan bitkilerin 25 bin kadarının tıbbi amaçlar için, 10 bin kadarının da besin kaynağı olarak değerlendirilebilmesi mümkün.

Son yıllarda mono kültürden yani tek tip bir ürün yetiştirmekten çeşitliliğe geçen, perma-kültür prensipleri ile ürün yetiştirenlerin sayısı artsa da elbette yeterli değil. Kızılderililerin tarım bilgilerinden bugüne gelen “kardeş bitkiler” uygulamasından tut, böcekleri kendine çeken türlerle birlikte ekimi/dikimi yapılan gıda bitkilerinin zehirsiz bir yaşam ile biyoçeşitliliğe zarar vermeden sürdürülmesi özellikle şehirden köye gelip tarıma ilgi duyan eğitimli çiftçinin önceliğinde.