Fonksiyonel bahçeler için (1)

Paramız para iken bile nedense iddialı, ultra tasarımlı ithal dış mekan mobilyalarına yatırım yapma arzum ve imkanım olmadı. Dışarıda geçirdiğim zamanı bir şezlongda yatarak değil de bahçe işi yaparak değerlendirdiğim için mobilyalarımız orta karar, dış şartlara dayanıklı, fonksiyonel ürünler oldu.
Yine de zaman zaman soluklanmak için sağda solda ilk heves alınmış birkaç sandalye, şezlong, annemin yazlığından transfer olmuş hamaklar var. Her birinin handikaplarıyla birlikte değerlendirmesini yapmak sayfiyesi yeni, hevesi taze kişiler için boynumun borcu!

Hamaklar: Sri Lanka’da, Vietnam’da, Meksika’da yol kenarında hamaklı dinlenme tesislerine rastlamıştım. Hani bizde de Ege-Akdeniz hattında sahil yollarında sağlı sollu, çatısı sazlı, yanları açık, kilimli sedirli gözleme - ayran kulübeleri var ya, onların bir versiyonu. De ki uzun yolda gidiyorsun, çek sağa, saatlik hamak kirala. Yat uyu, kalk devam et. Türkiye için de bir işletme modeli olabilir mi?

Meksika seyahatimde Agave sisalana’nın lifli yapraklarından ip yapılarak örülen hamaklardan almıştım. Uçakta getirmesi çok kolaydı zira hafif ve zarif olduğu için dertop edince bir alışveriş torbası kadar yer kaplıyordu. Örgüsü sinek, böcek girmeyecek ve sırta baklava desen bırakmayacak kadar sık ama hafif esinti geçirmeye de imkan veren özellikleri ile sahip olduğum en iyi hamak oldu. Karavanımsı minibüsümüzün içine asmak için Decathlon’un kamp hamaklarından almış ve birkaç sefer kullanmıştık. memnun da kalmıştıker! Ikea’nın hamak ayakları harika. Ayağını almışken hamak bezini de almıştım. Ancak hamak bezinin eni geniş, kırmızı beyaz rengi pek tatlı olmasına rağmen dokusu katır kutur bir malzeme çıktı.

Meksika-Agave hamağı 6-7 sezon güneşte yıpranıp ufak ufak kopmaya başladığında çareyi anneme Amerikan bezinden bir hamak diktirmekte buldum. Not: Hamağı illa ağaca bağlayacaksanız, ağacın gövdesinde ipin gerdiği, değdiği, kestiği, zarar verdiği yere sünger koymak bir seçenek olabilir.

Koltuk-Sandalye: Doğrudan güneş alan ve yazı sıcak geçen yerlerde antrasit, siyah gibi renkler, metal, alüminyum gibi malzemeler temas ettiği yeri yakacağı için açık renkli mobilya tercih edilmeli. İpli, örgülü modellerin arasına giren sarı çam poleni, kuruyan ve dökülen, ok gibi saplanan zeytin ağacı yaprakları bir kabus. O yüzden benim kişisel tercihim bol ağaçlı ve esintili yerlerde düz satıhlı malzeme ve bej, açık gri gibi pastel renkler. Ve elbette malzemesi neyse yağmurda kalınca, sabah çiyini yiyince çabuk kuruyabilmesi önemli. Minderlilere her gün minder kılıfı yıkamayıp az su sarf etmek için hafif, kolay kuruyan, kir göstermeyen yatak örtülerinden aldım. Hayatımdaki neredeyse tüm minderlerin kılıfının çıkabildiği ve makinede yıkanabildiğini söylemeden geçmeyeyim.

Masa: Dış mekan masasında ahşap hep tercihim oldu ancak onca seçenek içinde hiç gönlüme zevkime uygun bulamadım. Tchibo’dan bayılarak aldığım büyük masa ve bankları, dış mekan dolapları, bahçıvan tezgahları yıllarca ama yıllarca sıcağa, yağmura, suya dayandı. Hala da severek kullanıyorum. Ama bankın bazı tahtaları artık 10 küsur yıl sonunda nihayet çatırdamaya başladı. Tchibo’yu sadece fiziksel dükkan olarak bilenlerin bahçe mobilyası da mı var dediğini duyar gibiyim. Var, hem de hem dayanıklı, hem tasarım olarak benim zevkime en yakını. Ahşap malzeme alırken bazı ürünlerin altında birtakım harfler, kısaltmalar görebilirsiniz. FSC onlardan biri. Tchibo’nun ahşap mobilyaları FSC sertifikalı. Yani sertifikalı ormanlardan temin edilen odunlarla üretilmiş.

(Devamı haftaya)