Geçen gün bir arkadaşımla sorumluluk almaktan, çocuk yapmaktan, evcil hayvanlardan ve bitkilerden bahsediyorduk. Bir arkadaşım dedi ki artık hayat şartları zorlaştığı için çocuklar bir tür egzotik hayvan gibi nadir ve özenli bir bakım gerektiriyor ve çocukların yerini evcil hayvanlar ve bitkiler alıyor.
Bitkisinin yaprağında ufacık bir nokta görünce ağlayanından bitkisi kuruduğu için yas tutanına kadar kendimden bildiğim ve aslında biraz da aşırıya kaçtığını düşündüğüm hassasiyetler son yıllarda epey arttı. Pandemi döneminde hapis kalınan evlerde manalı bir uğraş, şehirde doğaya kavuşma, evcil hayvandan görece daha kolay bakımlı yarenlik edecek bir canlı hevesi ile gelişen bu ilişki dikkat çekici.
Bitkiseverlerin bitkileri ile empati kurmaya başladıkları bu trendle birlikte bitkilerin bildikleri, tepkileri, ağaçların kendi aralarındaki muazzam ilişkileri içerikli kitaplar da haliyle çoğaldı. Evcil hayvanların hallerini, varsa sıkıntılarını hareketli ve sesli olmaları sebebiyle daha kolay anlıyoruz ancak bitkilerin stres belirtilerini tespit etmek her zaman çabuk ve kolay olmuyor.
14.04.2023 04:30
Gerçekten bitkiler de ağlar mı?
Bazı bitki türleri, savunma olarak belli sıvılar salgılayabilirler. Bitkileriyle evladı gibi bir ilişki kuran bitkisever için bu durum bir ağlama kabul edilebilir
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Mahallenin en tuhaf komşusu: Kara kurbağası
05 Aralık 2025
Monserrate’nin nemli harikalar diyarında
07 Kasım 2025
Baykuşun iki yüzü
24 Ekim 2025
Hışırdayan romantizmden gürültülü gerçekliğe
17 Ekim 2025
Sanatın doğayı korumaya katkısı
Tüm Yazıları
26 Eylül 2025