Moda Halk Plajı’nda annem ve arkadaşı kadınlarla beraber yüzebildiğim, fokların, yunusların fink attığı denizimi kaybettim. Kadıköy iskelesinde vapur beklerken konservatuvarın pencerelerinden dışarı sızan notaları kaybettim. Çamlıca tepelerindeki papatyaları, Avşa kumsallarındaki kum zambaklarını, denizyıldızlarını, sahile vuran renkli midye kabuklarını kaybettim. Yaprak dedeyi, Hayrettin Karaca’yı, Atatürk Orman Çiftliği’ni kaybettim. Avusturya Lisesi’nin 8 yıllık bütünlüğünü, mezuniyet valslerini kaybettim. Boğaziçi Üniversitemin bağımsızlığını kaybettim. Beyoğlu’nun renkliliğini, yetmedi İstanbul’un büyüsünü kaybettim.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim