24 Nisan 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
21.05.2021 06:00

Ormanın kanunları

Kendinizi kırlara vurup yetiştirmek ya da şifasından faydalanmak için bitki toplamak istiyorsanız, hem sizin hem de doğanın sağlığı açısından dikkat şart

Baharı ucundan yakalama gayreti ile kırlarda koşarken karşısınıza çıkan efsane renkli çiçekleri toplayıp masanıza bir nebze bahar taşımak veya köküyle soğanıyla söküp bahçede yetiştirmeyi denemek, ya da şifalı diye çiçeklerinden lapa hazırlayıp çürüklere pansuman yapmak için dayanılmaz bir çekim duyuyor olabilirsiniz.  Gel gör ki bazı konularda dikkatli olmak lazım. Öncelikle şifalı birçok bitki nasıl hazırlandığına, nasıl toplandığına bağlı olarak etkisini kaybedebiliyor. Doğru yapılması için bitkinin toplanma saati dahi önemli. Sabah erken ama güneş görmeden önce ve ilk çiğden sonra yapraklar kuruduğunda, çiçeksizken, araba yoluna uzak yerden toplanmasından damıtılma aşamasına kadar birçok hassas detay var.   Hypericum perforatum - Sarı Kantaron’a benzeyen yine Hypericum ama faydası daha az birçok tür var. Etken maddesi kuvvetli olanı tanıyabilmek için yaprağını ışığa tutun. Işığı geçiren onlarca iğne başı şeffaf noktaları görünce tanıyorsunuz, binbir delik otu ismini de oradan alıyor olmalı. 

Dracunculus vulgaris 2 / Yılanbıçağı.
Dracunculus vulgaris 2 / Yılanbıçağı.
Yani her benzettiğinizi “Aha bu deli havuç, hah bu hindiba” diye yemeyin, yedirmeyin. Ayrıca güçlü etkileri herkese iyi gelmeyebilir ve mesela maydanozgillerden birçok farklı türün çiçeği uzman olmayan gözlere kesinlikle aynı gözükebilir. Zehirli olanlarla karıştırmamak gerek. 

Neslini tüketmeyin 

Çiçek toplarken de bıraktığınız ayak izine dikkat edin, türü tükenmekte olan bir türü “Ay bu benim bahçemde nasıl olur? Dur bir deneyeyim!” diye tarihten siliyor olmayın. Bir veya az sayıda gördüyseniz almayın, çokça varsa kökünü kurutmadan makul miktarda toplayın. Öncesinde de bitkiyi tanımıyorsanız ellemeden, yemeden önce bilenlere ama gerçekten bilenlere danışın, oralı bir köylüye sorun, inek böğürten, deve geberten gibi tanıyanların verdiği komik isimler hakikaten anlamlarının hakkını veriyor. Arka bahçemizde kendiliğinden çıkan eflatun güzel çiçekli bitkiyi topladıktan bir süre sonra ellerimde uyuşma oldu, meğer boyuna bakmadan, yiyen inekleri de benim gibi sızlatırmış, e hak etmişim, ben de bilmeden toplayıp ineklik etmişim! Ayrıca çoğu kişinin kaktüs sandığı oysa sütleğengillerden bir sukulent olan Euphorbia’ların çayırda çimende ezip geçtiğimiz güzel çiçekli, tek yıllık akrabaları adlarından da anlaşılacağı gibi gövdelerinde alerjik latex ile koparanın cildine, gözüne filan zarar verebilir. 

Kozalağın mevsimi var

Yabani Glayöl, Zambak, Yabani Pırasa gibi harika çiçekli bitkiler soğanlı olduğu için topraktan çekerek çıkarmaya kalkarsanız, yağmursuz bir dönemde iseniz, toprak  taş gibi olmuştur ve soğanlar derinlerde kaldığı için büyük olasılıkla bitkinin sapını çektiğinizde elinizde kalır. Soğana ulaşmak için toprağı bir arkeolog hassasiyeti ile kazarak değil tatlı tatlı kazıyarak ya da toprak ıslakken, bitkiyi murdar etmeden çıkarmaya çalışın.  Şöminede yakarım, yılbaşında boyar süs yaparım diye bu mevsimde kozalak toplamayın, temmuzdan önce toplanması yasak. Bahar aylarında sarı polenler uçuşup yerdeki kozalaklara konabilsin ve döllenebilsin diye! Orman işletmesi görürse cezası büyük.  Son yıllarda savunma amaçlı duymaktan bıktığımız “bir ağaç kestim yerine bin ağaç dikerim”gibi özrü kabahatinden büyük maden firmalarının geri gelmeyecek bütüncül doğa için attıkları her kazık tüm ekosistemi altüst ediyor. Labofem’in Etiler’deki bahçeli atölyesinde istinat duvarındaki çatlak tamiri için sarmaşıkları kış ortası vakitsizce budamıştık, meğerse dibinde soğuktan korunmak için uykuda olan bir kirpiyi evinden etmişiz, bir süre kana kana verdiğimiz suyu içti sonra da gözümüze baka baka öldü. O gün bugün doğaya vurulan her baltanın, verilen her böcek/ot zehrinin zincirleme nelere sebep olduğunu düşünmeden duramıyorum.