Halen 2000’li yılları yaşarken, bundan 20-25 yıl öncesi çok yakın bir tarih gibi geliyor ama aslında sadece hatırımızda kalan renkli resimlerden ibaret. 80’li yılların sonu, 90’ların başında gençtik biz. Çoğumuz henüz üniversiteyi bitirmiş ya da son sınıftaydık. İstanbul’daydık. Hâlâ öğrenci kafasında olsak da, büyük şehirde tutunmaya, kendimize bir yol çizmeye kararlıydık. Şanslıydık, bize -hevesli, iyi eğitim almış gençlere- imkan sunan şirketlerden birinde iş hayatına atıldık. Kimimiz finans, kimimiz reklam veya medyayı tercih ettik. Kısa sürede yol aldık. 2000’lere geldiğimizde artık kendi ayakları üzerinde duran, iş güç sahibi, sosyal çevre edinmiş ve kendimizce statü sahibi birer ‘İstanbulluyduk’.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim