Aslında yıla girerken 2021 ekonomimiz açısından bu kadar hareketliliğe işaret etmiyordu. Pandeminin ilk dalgası sonrası gözlenen küresel düzelmenin meyveleri toplanırken, gelişmiş ülkelerin genişlemeci para politikaları hiç sona ermeyecek gibi görünüyordu. İçeride ise temkinli para ve maliye politikaları ile kur ve faizler görece sakin seyrederken, enflasyon yıllardır bildiğimiz çift haneli ama kopup da gitmeyen durumunu koruyacak gibi duruyordu. Sen misin bunu diyen… Bizde dinamizm hiç azalır mı? 2021 sık yön değişikliklerinin ve siyasetin mutlak hakimiyetinin ilan edildiği bir yıl oldu. Hatta o kadar ileri gitti ki, kritik 2023 seçimlerine az kala ekonomik model değişikliğine bile niyetlendik. Şimdi de adını koymaya çalışıyoruz, Çin mi olsun G.Kore mi diye… Muhalif çevrelerde pek sevilmeyen bir yazar son yazısında daha da ileri giderek kendisinin hiç de benimsemediğini ima ettiği modeli şöyle tarif etti; “Çin tarzı sosyalist piyasa ekonomisine ya da tam bir devlet kapitalizmine geçiyoruz. Alt ve alt-orta sınıfların devletin sosyal yardımlarıyla sürekli sübvanse edildiği, üst ve üst-orta sınıfların döviz ve altın birikimleriyle, fiyatı sürekli artan gayrimenkulleriyle, malları, mülkleriyle tatmin olduğu ama orta sınıfın olmadığı bir model.”
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim