26 Nisan 2024, Cuma Gazete Oksijen
27.01.2023 04:37

Büyük birader sizi izliyor

Döviz piyasasında uygulanan gözetim sisteminin giderek daha sıkılaşması dikkat çekiyor. Örneğin 1 milyon dolar mı alacaksınız, bir gün önceden haber vermek zorundasınız...

Daha yeni yıla girdik derken ilk ayını bitirmek üzereyiz bile. Ekonomi ve piyasalarda görünüm ise geçen yıldan miras aldığımız gibi olmaya devam ediyor. Uygulanan politikalarla seçimler öncesi iç talep olabildiğince körüklenmeye çalışılırken, bütçe üzerinde yükleri artıran düzenlemeler gelmeye devam ediyor.
Merkez Bankası ise, geçen yıl olduğu gibi bankacılık üzerinden yaptığı düzenlemelerle Hazine’nin borçlanmasını kolaylaştırırken, aynı zamanda maliyetini düşürecek ve vadesini uzatacak şekilde etkide bulunuyor. Bu nedenle öncelikle, para politikasının ya da diğer bir deyişle politika faizinin de yeniden bu destekler arasına katılıp katılmayacağını değerlendirmeye çalışırken, aynı zamanda uygulanan modelin sürekliliği açısından kritik unsur olan döviz piyasası gözetim sisteminin bugünlerde geldiği noktadan bahsedeceğim.
Merkez Bankası, ocak ayı PPK toplantısında politika faizi olan 1 hafta vadeli repo faizini medyan beklentiye paralel %9 seviyesinde bırakmıştı. Ancak, önceki toplantıda kullanılan “mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskleri dikkate alarak yeterli düzeyde olduğu” cümlesinin metinden çıkarılması faiz indirimlerine tekrar kapı açılmış olabileceğini düşündürmüştü.
Karar metnine bakıldığında, TCMB’nin büyüme ve enflasyon görünümü için olumlu değerlendirmelerde bulunması ise bu algılama ile ters düştüğünden kafaları karıştırmıştı. Merkez Bankası, büyümeye ilişkin olarak, yılın son çeyreğinde zayıflayan dış talebin etkisiyle büyümede gözlenen yavaşlama eğiliminin iç talepteki görece güçlü seyir ile telafi edildiği değerlendirmesinde bulunmuştu. Enflasyona ilişkin değerlendirmede ise, enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlandığı vurgulanmıştı.
Dolayısıyla, bu değerlendirmelerin indirim olasılığının şimdilik düşük olduğuna işaret ettiği söylenebilir. Ama siz yine de temkinli olun, son dönemde neler neler gördük, hiç belli de olmaz. “Ticari kredi faizi mevduat faizinin 10 puan altında, politika faizi daha da düşürülürse kıyamet mi kopar” diyebilirler. Böyle bir niyet varsa, bu yazının yayınından bir gün önce yayınlanacak yılın ilk Enflasyon Raporu’nda ya da Başkan’ın sunum konuşmasında bu gelişmelerle ilgili daha fazla ipucu yer alabilir.
Merkez Bankası ekim sonunda açıklanan bir önceki raporda, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini %22.3’e yükselttiğini açıklamıştı. Bu raporda söz konusu tahminin yukarı revizyonu olası görünürken, buna rağmen piyasanın son anketlere yansıyan %32.5 civarındaki yıl sonu beklentisinin altında kalınması beklenebilir.
Diğer taraftan, bankacılık sektörü üzerinden alınan makroihtiyati önlemler yeni yılda da devam ederek gündemde öne çıkmayı sürdürürken, bu önlemler yanında döviz piyasası üzerinde TCMB tarafından kurulan ve uygulanan gözetim sisteminin giderek daha sıkılaşması dikkat çekiyor.
Uzun süredir devam eden ve son dönemde daha da yoğunlaşan şirketlerin döviz taleplerinin sevk ve idaresi açısından uygulanan yöntemleri sektörden zaten duyuyor ve başlarda şaşkınlıkla karşılıyorduk. Artık bunların vaka-i adiye (sıradan olay) olarak haberleştirildiğini de görmekteyiz.
Bankacılık kaynakları Merkez Bankası’nın oldukça sıkı takibinde olan döviz satışında hem saat kısıtlaması hem de miktar sınırlaması uygulandığını söylüyor. Bankaların Hazine bölümleri yöneticilerinin şirketlerle süreci bire bir yönettiğine dikkat çekilirken, döviz talep edenin ithalatı olması ya da borç ödeyecek olması gibi durumlarda döviz satışına izin verildiği ifade ediliyor.
Döviz alım işlemlerinin ise Merkez Bankası’nın izniyle belli saat aralığında yaptırıldığını söyleyen kaynaklar, 1 milyon dolar üzerindeki döviz taleplerinin bir gün önceden Merkez Bankası’na iletilmesinin talep edildiğini, taleplerin sabahları saat 10-12 arasında karşılandığını, öğleden sonra döviz satışı olmadığını da belirtiyorlar. Merkez Bankası’nın bazı döviz taleplerini ise vadeli işlemler ve opsiyon borsasına (VİOP) yönlendirdiği ve orada uzlaşma TL üzerinden yapıldığından döviz talebi oluşturmamasının tercih nedeni olduğu da iletiliyor.
Kaynaklar, 500 bin dolar üzeri alımlar öncesinde Merkez Bankası’nın bankalardan şirketlerin alımın neden yapıldığının sorgulanması ve alım sonrası takibinin de yapılması konusunda beklentileri olduğu da dile getiriliyor.