Bu köşede TL’nin reel değerlenmesi ya da reel kur endeksleri hakkında birçok analizim yayınlanmıştır. Uygulanan kur politikası nedeniyle şikayetleri giderek artan üretici ve ihracatçı kesimler açısından çözümün kurları serbest bırakmak olmadığını da her defasında vurguladım. Zaten TL’de belirgin değer kaybı olduğu dönemleri takip eden aylarda yurtiçinde enflasyonun hızlanması kaynaklı olarak ihracatçıların maliyetlerinin artması nedeniyle dış dengede kalıcı bir iyileşme sağlanamıyor. Ayrıca, bu konuda yapılan tüm çalışmaların ihracatın seyri açısından reel döviz kuru hareketlerinden çok ihracat pazarlarındaki büyüme görünümünün önemli olduğuna işaret ettiği de biliniyor.
Ekim ayında yayınlanan bir TCMB çalışmasının sonuç kısmında, “Türkiye’de ihracatın temel belirleyicisinin dış talepteki değişimler olduğu, reel döviz kuru hareketlerinin ihracat hacmi üzerindeki etkisinin ise nispeten sınırlı olduğu” belirtilmektedir. Bana göre, dünya ticaretinden daha çok pay almak ve kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek ancak verimlilik artışı, inovasyon, yüksek katma değer ve markalaşma ile mümkündür.
Ancak, döviz kurlarında özellikle Eylül 2021’den bu yana yaşanan yükselişin ihracatçıların maliyet artışlarının çok altında seyretmesinin yanı sıra, yurtiçi imalat sanayiinde maliyetler ithal imalat ürünlerine göre yüksek oranda artmış durumdadır. Bu ise hem ihracat yapılmasını zorlaştırırken, ithal ürünlerin yurtiçinde üretilenlere göre ucuz kalmasına ve başta tüketim malı grubu olmak üzere ithalatın yüksek seyretmesine neden oluyor. Bu sorunu başka sorunlara neden olmadan çözmenin yolu kur politikası dışındaki alanlarda (maliyet kanalları) getirilebilecek destek ve teşvik uygulamalarından geçiyor olabilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin rekabet gücünü artırmak için politika önerileri geliştirmeye çok yardımcı olacağını düşündüğüm yeni bir endeksin kamuoyuna açıklanmasını önemli buluyorum.
04.07.2025 04:38
Dış rekabette son 10 yılın dibindeyiz
TÜSİAD, imalat sektörünün merakla beklediği Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi’ni açıkladı. Verilere göre 2022 yılından itibaren başlayan kötüleşme sonucu imalat sektörünün rekabet gücü son 10 yılın dip noktasına indi. En büyük sıkıntı ara malı ve iş gücü maliyetlerinde....
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Maliye politikası ile eşgüdüme kötü bir örnek daha
18 Temmuz 2025
Siyaset ve ekonomi korelasyonu her zaman pozitif midir?
11 Temmuz 2025
Faizleri yüksek tutan bazı risklerde yumuşama var
27 Haziran 2025
Bütçede mayıs illüzyonu ve gerçekler
20 Haziran 2025
Çığ gibi büyüyen fon dünyasına makro bakış
Tüm Yazıları
13 Haziran 2025