Yılın son haftaları Merkez Bankamız açısından çok hareketli geçerken, ekonomi yönetiminden beklediği haberleri alan ya da önden duyan Para Politikası Kurulu’nun faiz indirim sürecini başlattığı izlendi. Ben de uzun süredir bu köşede, TCMB faiz artırım sürecinde olduğu gibi indirim sürecinde de ortodoks yaklaşıma bağlı hareket edecekse, faiz indirimlerini kritik idari kararların alınacağı (asgari ücret, kamu kontrolündeki fiyatların güncellenmesi, ÖTV artışları, elektrik ve doğalgaz sübvansiyonlarına ilişkin kararlar) ve bunların dezenflasyon hedefleri ile uyumunu göreceği döneme ertelemesinin daha yerinde olacağı görüşümü aktarıyordum. Neyse ki, son PPK toplantısı öncesi açıklanan asgari ücret artışının beklentilerin alt sınırında kalması, TCMB enflasyon tahminine ilave etkisinin 1 puanı aşmayacak olması, enflasyon açısından kritik olan akaryakıt ÖTV güncellemesinin %6 ile sınırlanması ve elektrik-doğalgaz fiyat artışlarının önceki yıl gibi enflasyon hedefine paralel belirleneceği yönünde açıklamalar hem Banka’yı karar almada rahatlattı, hem de piyasaların karardan önce 2025’teki toplantı sayısının 8’e düşürüldüğünü duymaları 250 baz puanlık indirime hazır olmalarını sağladı.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim