Önceki yazımda para politikasındaki mesnetsiz gevşeme sürecinden yakın vadede dönüş olasılığının düşük olduğunu vurgulamıştım. En tepeden faizlerle ilgili art arda gelen açıklamalar bu çıkarımı doğrularken, kısa vadede umulabilecek en iyi gelişmenin ise TCMB’nin Aralık toplantısında son bir faiz indirimi yaparak beklemeye geçmesi olacağını da daha önce söylemiştim. Faizlerde gelecek yıl da indirime devam edilebileceği şeklinde bir yönlendirme yapılması ise kabus senaryosu ve finansal istikrarı ciddi boyutta tehdit eden bir gelişme olarak karşımıza çıkacaktır. Başkan Kavcıoğlu’nun Türkiye Bankalar Birliği toplantısında tek haneli politika faizinden bahsettiğine dair iddialara ise inanmak istemiyorum. Kabus senaryosu gerçekleşmese bile kurların bugün geldiği seviyeler bizi çok yakında yüzde 30’un üzerinde bir tüketici ve yüzde 60’ın üzerinde bir üretici enflasyonunun beklediğini düşündürmektedir. Böyle bir ortamda, enflasyon ile politika faizi arasındaki makası bu denli açmak bankacılık sisteminin temeli olan tasarruf dengesi açısından kaygı veren bir gelişme olacaktır. Kısacası bizi bu kararın alınacağı ve ileriye yönelik sinyalin verileceği 16 Aralık tarihindeki Para Politikası Kurulu toplantısına kadar çok kritik bir süreç bekliyor diyebilirim. Bu uyarıyı yaptıktan sonra en az fiyat istikrarı kadar önemsememiz gereken, finansal istikrar açısından arka planda kalan bazı gelişmelere dikkat çekmek istedim. Bu bağlamda, Merkez Bankası’nın Kasım ayı toplantısı özetlerinde finansal istikrar ve bankacılık sistemi fonlama yapısına ilişkin yaptığı “Kurul, para politikasında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdürecektir. Bu bağlamda makroihtiyati politikaların krediler üzerindeki etkisi ile TCMB fonlamasının APİ ve swap işlemleri arasındaki kompozisyonu yakından takip edilmektedir.” şeklindeki değerlendirme dikkat çekmektedir. Bankanın önceki dönemde ticari kredilerdeki yavaşlamayı ne kadar çok önemsediği, bu gerekçeyi ısrarla öne sürerek Eylül’de başlayan faiz indirimlerini tetiklemesinden anlaşılmıştır. Nitekim, kredi hacmi trend artışı son haftalarda yönünü yukarı çevirmiş ve Banka “büyüme açısından üzerine düşen görevi yapmanın rahatlığı içine girmiş”e benzemektedir. Ancak bunu da yeterli görmediği ve kredilerin, dolaylı olarak da büyümenin yakaladığı bu ivmenin sürdürülebilmesini garantiye almak için fonlama yapısına da özel bir dikkat göstereceğini vurgulamaktadır.
03.12.2021 04:30
Swap’ların aydınlık yüzü
Algılanan ve beklenen enflasyon
22 Kasım 2024
Bu enflasyon ile 'şahinlik' geçici bir duruş olmamalı
15 Kasım 2024
İç hesaplaşma ve dertleşme
08 Kasım 2024
Oyun değişti farkında mısınız?
25 Ekim 2024
Para peşin kırmızı meşin
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024