Cehenneme Övgü, Cennetin Dibi ve daha nice kült eserde imzası bulunan psikolog-yazar Gündüz Vassaf, okurlarının karşısına ilk kez bir romanla çıkıyor: Ressamın İsyanı. Klasik roman tanımından çok uzak olan bu kitap; şiir, anı, otobiyografi, mektup gibi pek çok türün karışımı olan bir iç dökümü aslında. Everest Yayınları’ndan çıkan Ressamın İsyanı’nın anlatıcısı, İtalyan ressam Caravaggio’nun resimlerinin peşinde, onun yaşadığı adaletsizliğin ve şüpheli ölümünün öfkesiyle ülke ülke geziyor. Peşine düştüğü belki de kendisi... Anlatıcı nerede bitiyor, yazar nerede başlıyor, hangi cümleyi hangisi kuruyor anlamak güç. Gündüz Vassaf’la Zoom üzerinden bir Londra-Ankara buluşması yaptık ve romanı yazarken geçen 7 yıldan, 400 yıl önce Caravaggio ve Giordano Bruno’ya yapılan adaletsizliğin peşine düşmek için bu kitap aracılığıyla başlattığı uluslararası imza kampanyasına kadar tüm detayları konuştuk.
Psikoloji alanında onlarca kurgu dışı eser vermiş bir yazar olarak bir roman yazmaya nasıl karar verdiniz?
Roman olacağını bilmiyordum. Belki hiçbir kitabımı kitap olacak diye yazmadım. Cehenneme Övgü geceyle ilişkimle başladı ama bir şeyin başladığını bilmiyordum. Başka birçok kitabım da bir hikayeyle başladı ve kitap oldu. Ressamın İsyanı’nda ise kendimden kopya çektim. Bir gün Endonezya’da bir yazarlar konferansındaydım, yeni bir kültür, yeni bir dil… Dedim ki kendi kendime: “Oğlumuza ne demeliyim ki yıllar sonra bir gün ‘Babam bana demişti ki…’ desin?”. “Yapabilirsen tanımadığın bir kültürde, tanımadığın bir dilde birkaç ay kalmaya çalış.” Sonra, ben bunu neden yapmıyorum, dedim kendime. Ve Sicilya’dayım, orada yaşamayı seçtim.
Otobiyografik romana doğru gideceğini bilmiyordum fakat sonunda kitabı yazan, yazacağı kitabın ana karakteri olmaya başladı
Konu Caravaggio’ya geliyor sanırım…