Derin ve ağır yıkılma anları bazen çok basit sorularla gelir, kısa bir “nasılsın?” insana hayatını; “nerelisin?” tüm aidiyetini sorgulatabilir. Bir damla suyun taşırdığı bardak gibi sel olup taşar insan, tüm çocukluğu bir duvar gibi yıkılır kalır insanın üzerine. 20. yüzyılın ortalarından beri gittikçe kendine dönen insan, artık doğayı, dış etkenleri ve öteki bireylerle çatışmalarını önemsemiyor. Sadece kendine dönüp bakan, içini uzun uzun seyreden birey var elimizde. Haliyle mücadelemiz de kendimizle. Edebiyat da insanın doğasını anlamaya çalışan bir sanat dalı olduğu için, çağın neredeyse tüm yazarlarını kendi içlerindeki yel değirmenleriyle savaşırken görüyoruz… Bize kendi pencerelerini açarak, “Bakın” diyor yazarlar, “Kendi içinize iyi bakın!” Bunu yapanlar arasında kadın yazarları biraz olsun kayırıyor olabilirim.
16.02.2024 04:30
Bin parçaya bölünen hayat
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Kadının sessiz direnişi
05 Aralık 2025
Müziğin sessizliği, sessizliğin müziği
28 Kasım 2025
Bireysel ve toplumsal değişim
21 Kasım 2025
İnsan, doğa ve Tanrı üçgeni
07 Kasım 2025
Kadın ozanın küllerinden doğan roman
Tüm Yazıları
31 Ekim 2025