Yalnızlık bazen insanın tercihi bazen de kaderidir. Her iki koşulda da insanı ya yıkar ya yeniden yaratır. Belki de önce yıkar, sonra yeniden yaratmak için... İnsanın kendini keşfetmesi de biraz buna bağlı değil midir? Önce yara bere içinde kalmak sonra kendini dikerek yeni bir ‘ben’ oluşturmak… İnsanın kendini yeniden oluşturması ise uzunca bir bekleme süreci gerektirir. Sabırla, sükunetle bekler insan. Aynada gördüğü suretlerden kendine en çok yakışanı seçmeyi bekler. Marilynne Robinson’ın Evlerden Uzak romanı da bu duygu girdabında döne döne insana kendini bulduran cinsten derin ve incelikli bir roman. İnsanın en derin yarasına, köksüzlük, aidiyet ve yalnızlık meselesine parmağını sertçe bastıran, bastırdıktan sonra da yumuşatarak pansuman yapan bir anlatı.
17.11.2023 04:30
Yalnızlığımız evimiz midir?
Marilynne Robinson’ın Evlerden Uzak romanı; köksüzlük, yalnızlık meselelerine parmağını sertçe bastırıp sonra pansuman yapan bir anlatı
Peri masalında delirmek
22 Kasım 2024
Annelikle gelen yeni yaşam
15 Kasım 2024
Aşkın ve umudun yeşermesi üzerine…
08 Kasım 2024
Kadın sanatçının varoluşsal krizleri
01 Kasım 2024
Sanatın ve yazının insan ruhuna etkisi
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024