Tahıl koridoru için atılan imzaların arifesinde herkes aynı cümleyi kuruyordu: “Dünyanın gözü kulağı bu anlaşmada…”
İmzalar atıldı ama hâlâ dünyanın gözü ve kulağı bu anlaşmada…
Çünkü savaşın gölgesinde atılan imzaların daha mürekkebi kurumadan, anlaşmanın kapsadığı Odessa Limanı’na gerçekleştirilen füze saldırısı, sürecin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdi.
Hem devam eden savaş hem de Rusya-Ukrayna arasında 2014’te imzalanan Minsk Anlaşması sonrası yaşananlar, atılan son imzaların başarısı üzerinde kara bir bulut gibi duruyor.
İsterseniz filmi birkaç hafta geriye sarıp, sürecin bugünü ve geleceğine yakından bakalım.
Türkiye ve Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmeler sonucu Ukrayna ve Rusya, tahıl ürünlerinin Karadeniz üzerinden küresel pazarlara taşınmasına olanak sağlayan anlaşmaya 22 Temmuz’da İstanbul’da imza attı.
Rusya ve Ukrayna tarafları, birbirleriyle karşılıklı bir anlaşma imzalamadı.
İki ayrı anlaşma imzalandı
Bunun yerine Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, mutabık kalınan anlaşma belgelerini Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov ile ayrı ayrı imzaladı.
“Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi” adlı anlaşma, Ukrayna tarafında ilk etapta 120 gün boyunca uygulanacak ve sonrasında yenilenecek. Rusya’nın anlaşması ise 3 yıllık bir süreci kapsıyor.
Yıl sonu hedefi 20 milyar dolar
Ukrayna Tarım Politikası ve Gıda Bakanı Mykola Solsky, ellerinde 10 milyar dolar değerinde tahıl ürünü bulunduğunu ve anlaşma süreci başarılı şekilde yönetilirse 2022’nin sonuna kadar Ukrayna’nın toplam 20 milyar dolar değerinde tahıl ihraç etme potansiyeli bulunduğunu söylüyor.
Aslında bu anlaşmalar sadece Ukrayna’nın 20 milyon tonu aşkın (22-24 milyon ton arasında bir tarım ürününden bahsediliyor) tahılının küresel ticarete konu olmasını sağlamasının yanı sıra Rus tarım ürünleri ve gübresinin de küresel erişimini kolaylaştırmayı hedefliyor.
Hatırlarsanız tarihi anlaşmanın hemen öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna tahıllarının çıkarılmasına yardımcı olmak için Rus tahılları üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını şart koştuklarına dikkati çekerek bu yılın sonunda 50 milyon ton tahıl ihracatına hazır olduklarını ifade etmişti.
O yüzden bu anlaşmada başarı sağlanırsa küresel ticarete konu olacak tarım ürünleri ve girdi (gübre) miktarı telaffuz edilen rakam ve miktarın çok daha üzerinde olabilir.
Ama anlaşma imzalanmış olsa da sürece dair hâlâ tam manasıyla netleşmeyen ve akıllarda soru işareti yaratan noktalar var.
İşte o yüzden önümüzdeki 4 ay oldukça kritik.
Türkiye, anlaşmanın bir parçası olan İstanbul’daki Müşterek Tahıl Koordinasyon Merkezi’ni açtı.
Süreç, bu merkezden yakından takip edilecek.
Koordinasyon merkezi, denizcilik endüstrisi ile bağlantı kuracak ve gemiler için ayrıntılı prosedür yayınlayacak.
Güvenli geçişleri sağlanacak olan gemiler, silah değil, tahıl ve gübre taşıdıklarından emin olmak için denetlenecek.
İlk gemiler yola çıkıyor
Tahıl ihracatını planlanan şekilde gerçekleştirebilmek için limanlarda teknik hazırlıkların sürdüğünü açıklayan Ukrayna, tahıl yüklü ilk gemilerin birkaç gün içinde yola çıkabileceğini duyurdu.
Ama bazı analistler Ukrayna’nın tahıl ihracatının sürdürülebilirliğine hâlâ şüpheyle yaklaşıyor.
Chicago merkezli Price Futures Group Analisti Jack Scoville, “Yurt içindeki ve limanlardaki altyapının yeniden inşa edilmesi gerektiği için Ukrayna’dan ilk aşamada çok büyük bir ihracat gerçekleştirilmesi olasılığı düşük” görüşünü paylaşıyor.
Aslına bakarsanız piyasalardaki kaygı ve endişeler yersiz değil.
İki ülke arasındaki güven sorunu anlaşmaya rağmen tam manasıyla giderilememiş durumda.
Anlaşmanın hemen ardından Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba’nın şu sözleri dikkat çekiciydi: “Bu anlaşma yüzünden bir şişe şampanya açmıyorum. Basit bir nedenden dolayı… 2014-2015 döneminde Rusya ile imzalanan Minsk Anlaşmasıyla ilgili tecrübem var. Rusya ile her ne üzerinde anlaşmaya varılırsa varılsın, bambaşka bir şekilde yorumlayabilirler… Çok temkinliyim çünkü Rusya’ya güvenim yok.”
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de anlaşmanın hemen ardından Odessa Limanı’nın füze saldırısına uğraması sonucu, “Rusların verdiği söz bu kadar olur. Anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan Odessa Limanına füze ile saldırdılar. Böyle devam ederse tahıl sevkiyatı anlaşması askıya alınabilir” açıklamasında bulunmuştu.
Daha önce de Ukrayna yönetimi, Rusya’nın tahıllarını çaldığını ve ihraç ettiğini iddia etmiş, buna karşın Rusya söz konusu iddiaları yalanlamıştı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise anlaşmaya bağlı kaldıklarını belirtirken, “Tahıl anlaşmasının pratikte işlemesi için BM de üzerine düşen görevi yapmalı. Rusya’nın tahıl ve gübresinin dünya piyasalarına çıkışı için uygulanan ambargolar kaldırılmalı” açıklamasında bulundu.
Riskli ve maliyetli bir süreç
Mevcut anlaşma, deniz taşımacılığını kapsıyor. Dolayısıyla ürünlerin limanlara ulaşana kadar ülke içi lojistik açısından (kara yolu ve demir yolu) riskler hâlâ yüksek seviyede. Diğer taraftan savaş devam ettiği için dünyanın büyük sigorta şirketleri, Karadeniz’deki gemileri sigortalama konusunda hâlâ temkinli. Armatörlerin böyle bir ortamda gemilerini aktif bir savaş bölgesine göndermek isteyip istemeyeceği de soru işareti. Tahılların güvenli bir şekilde limanlardan ayrılmasında mayınlar için kılavuzluk yapacak donanmaların yük gemilerini yönlendirme süreci de kritik.
Ve 120 gün, 20 milyon tonu aşan tahıl sevkiyatı açısından pek yeterli bir süre gibi gözükmüyor.
Dolayısıyla oldukça öngörülemez, riskli ve maliyetli bir süreç var karşımızda.
Buğday fiyatları volatil
Tahıl koridoru anlaşmasının ardından Chicago Vadeli İşlemlerinde buğday fiyatı bushel başına 7.5 dolar seviyesine kadar geriledi. Yani savaşın başladığı 24 Şubat öncesi seviyelere çekildi. (Hatırlarsanız savaşın ikinci haftasında -7 Mart’ta- buğday fiyatları 14.5 dolar ile son 14 yılın zirvesini test etmişti). Ancak anlaşmanın üzerinden henüz 24 saat geçmişti ki Rusya’nın Odessa Limanı’na gerçekleştirdiği füze saldırısı ile birlikte buğday fiyatları yüzde 3.5 artışla yeniden yükselişe geçti ve 7.8 dolara çıktı. Yazıyı kaleme aldığımız sıralarda volatilite sürüyordu. Buğday fiyatlarının seyrinde tahıl koridorundaki gelişmeler belirleyici olmaya devam edecek.
Ukrayna’da üretim düşüyor
Hem hasat hem de önümüzdeki döneme ilişkin ekilişler konusunda Ukrayna’da ciddi bir belirsizlik ve riskler hâkim. Ukrayna Tarım Bakanlığı, Rusya’nın işgali altındaki tarım alanları ve daha düşük verim nedeniyle 2021’de 86 milyon tonla rekor kıran tahıl üretiminin bu yıl yaklaşık 50 milyon ton ile sınırlı kalabileceğini tahmin ediliyor.
Öte yandan savaş sadece üretim değil ihracatı da olumsuz şekilde etkilemeye devam ediyor. Ukrayna Tarım Bakanlığı verilerine göre, Ukrayna’nın 2022/23 sezonunun ilk ayı olan temmuz ayının ilk 24 gününde tahıl ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39.5 düşüşle 1.08 milyon tona geriledi.
Yoksulluk ve açlık arttı
Küresel buğday ticaretinde yüzde 30 paya sahip olan Ukrayna ve Rusya’nın savaş halinde olması gıda fiyatlarını tetikleyen önemli bir faktör oldu.
Özellikle yoksul Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde yaşayan milyonlarca insan bu durumdan olumsuz etkilendi.
Zira Ukrayna ve Rusya, Afrika’nın buğday ihtiyacının yüzde 40’ını sağlar konumda. Afrika Kalkınma Bankası’nın raporuna göre, Ukrayna-Rusya savaşı bölgede gıda fiyatlarını ortalama yüzde 40 artırırken, aynı zamanda Afrika’da 30 milyon ton gıda açığına neden oldu.
Ukrayna, Dünya Gıda Programı’nın dağıttığı buğdayın yüzde 40’ını sağlıyor.
FAO’nun yayınladığı ‘Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu” raporuna göre 2021’de dünyada 828 milyon insan açlıktan etkilendi. Dünyada yaklaşık 2.3 milyar insan (küresel nüfusun yüzde 29.3’ü) 2021’de orta veya ciddi gıda güvensizliği yaşadı.
FAO, 33’ü Afrika’da, 10’u Asya’da, ikisi Latin Amerika ve Karayipler’de ve biri Avrupa’da olmak üzere 46 ülkenin gıda için dış yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Bu liste şimdilerde, savaş nedeniyle önemli sayıda insanın yerinden edildiği Ukrayna’yı ve yüksek fiyatlara ve temel ürünlerde ciddi kıtlıklara yol açan çok boyutlu bir kriz içindeki Sri Lanka’yı da kapsıyor.
“120 günde sevkiyat çok iyimser”
Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Bölge Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, atılan imzaların sahadaki yansımalarını tüm sektör oyuncularının yakında takip edeceğini belirtirken bazı risklere de dikkat çekiyor.
“Anlaşmanın uygulama süresi olan 120 günde 20 milyon tonu aşkın tahıl Ukrayna’dan çıkar mı?” sorusuna “Çok iyimser bir tahmin. Bunu beklemiyoruz açıkçası…” diyen Ulusoy gerekçesini de şöyle açıklıyor:
“Anlaşmanın yapılmış olması tedarik zincirindeki tüm fiziki şartların gerçekleştiği anlamını taşımıyor. Normal sezonlarda dahi armatörlerin tutumlarından, gemilerin o bölgedeki yoğunluğuna kadar çeşitli etkilerle sevkiyatlarda dar boğazlar yaşayabiliyoruz ki bugün savaşın olduğu bir ortamda buna benzer gelişmeleri yine görüyor olacağız.”
Bir sonraki sezon kritik
Anlaşmanın ne kadarın başarılı olacağı ve hayata geçeceğinin özellikle Ukrayna’nın bir sonraki sezondaki üretimini belirleyeceğinin altını çizen Ulusoy “Bugün dünya zaten hasat döneminin içerisinde, harmanda... Ukrayna’dan olmasa bile başka ülkelerden tahıl temin etmek mümkün ama Ukrayna bir sonraki sezon üretim yapamazsa işte o zaman bu durum bütün dünya için bir sorun haline gelebilir. Ukrayna’nın üretimini sürdürebilmek adına depolarındaki ürünlerini çıkarabilmesi çok kritik. Hem depo alanı yaratması hem de sevkiyatı yapılan ürünlerin tahsilatlarını yapıp, bunu tekrar girdilere dönüştürüp ekime ve üretime devam etmesi çok daha önemli” diyor.
“Ukrayna’nın normal bir dönemde, sezonda aylık 5-6 milyon ton tahıl ihracatı olduğunu hatırlatan Ulusoy, “ Şu an kara ve demir yolu ile 1.5-2 milyon ton arasında değişiyor. Karadeniz’den aylık 1.5-2 milyon ton deniz yoluyla ihracat gerçekleşmeye başlarsa bu iyi yolda olduğumuzu gösterir” yorumunda bulunuyor.
Ukrayna’nın öne çıkan tarım ürünleri ihracatı (2021)
- Ayçiçek yağı 6.4 milyar $
- Mısır 5.9 milyar $
- Buğday 5.1 milyar $
- Kanola 1.7 milyar $
- Arpa 1.3 milyar $