Dijital mecralarda ‘işe yarayan reklam’ın artık markaya olan sempatiyi yükseltip, kullanıcıyı yormadığını biliyoruz. Yani dijital çağda kullanıcı için ‘kişiselleştirilmiş’ reklam deneyiminin önemini hemen herkes kabul ediyor. Reklam veren de planlamasını büyük ölçüde bu yolla yapıyor. Dijitalle yaş olarak daha geç tanışmış biz eski kuşaklar bir dönem fazlasıyla ‘reklam bombardımanı’ altında kaldık. Bugün dijital mecralarda reklamlar nispeten kişiye özel gösterilse de bombardıman hala bitmedi. Bir haber sitesinde iki satır haber okumanın bedelinin alttan, üstten, yandan, tepeden açılan reklamlar görmek olduğunu hepimiz biliyoruz. Medyada lokomotif reklam mecrasının TV ve gazeteler olduğu dönemde tüketiciye ‘reklam bombardımanı’ yapmak matah bir şeydi. 2000’lerin başında reklamların başarı kıstaslarından en önemlisi ‘akılda kalma’ idi. Bu nedenle büyük bütçesi ile yeri göğü inleten kampanyaların başarılı olduğu zannedilirdi. Tabii o zamanlar belirli hedef kitleye göre reklam gösterme imkanı pek yoktu.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim