Türkiye’de benim hatırladığım ilk ücretli TV yayını Cine5 kanalı ile gerçekleşmişti. Maçları izleyebilmek için evlere Cine5’in şifre çözücü decoder’ini almak gereken yıllardı. Hatta Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı kazandığı 2000 yılındaki Avrupa maçları Cine5’den yayınlanmıştı. O dönem 500 binden fazla evde decoder olduğu ve bu evlere ücretsiz olarak Cine5 dergisi gönderildiğini hatırlıyorum. Sonrasında paralı TV yayıncılığı Uzan Grubu’nun Teleon’u ile devam etti. Star1 kanalı veya Kral TV frekansından maç saati ‘Teleon’ logosu çıkar o da şifreli yayına dönerdi. Hatta sonrasında Teleon taahhütlerini yerine getiremeyince yayın hakları için o zaman Çukurova Grubu’nun elindeki Digiturk’ü ile davalık olmuştu. Bu dava sonrası Teleon, vatandaşın evindeki decoder’lar için toplatma kararı filan aldırmıştı. Türkiye’de bu yayın kaosu yıllarca sürdü. Free Sansui TV, D-Smart, Tivibu filan derken bazı evlerde 3-4 tane decoder’ın üst üste konduğu yıllar yaşandı.
Eğlencenin faturası gittikçe kabarıyor
Şimdi yıl 2022; futbol yayın ihalesi yine karmakarışık. Kim hangi şartlarda maçları yayınlayacak bir türlü belli olmadı. Katarlıların Digiturk’ü, rakipler fazla iştahlı olmadığı için yine favori. Tüketicinin ise korsan yayına yönelmeden önce tek isteği var: Evine decoder sokmadan, kablo bağlantıları olmadan makul bir bedelle maç izlemek. Bir de tabii ki iptal edeceği gün, bir yerlere faks çekmeden bu çileden kurtulabilmek.
Yıl 2022 dedik ya, dijital çağın gereği olarak eğlence alanında sınırsız alternatifimiz var. Tüketici artık eskisi gibi tek bir abonelikle TV’de maç, sinema, eğlence işini bitiremiyor. Netflix, Apple TV, Amazon Prime, Hulu derken bu hafta Disney+ da Türkiye pazarı fiyatlarını açıkladı. Aylık 35 lira ile dünyanın en büyük yapım şirketlerinin içeriklerine Türkçe arayüzle erişmek mümkün olacak. Disney+’ın birçok yerli yıldız ve yapımcıyla yakında önemli prodüksiyonlar gerçekleştireceğini de biliyoruz. Dünyadaki bir diğer büyük oyuncu HBOMax de Türkiye’ye özel içeriklerle giriş yapmaya hazırlanıyor. Bu platformlar dışında YouTube, Spotify, BluTV, Exxen, Gain, Apple Music gibi ücret ödediğimiz mecralar var. Yani eğlencenin faturası gitgide kabarıyor. Dijital çağda dünyadaki insanlar “Bu abonelik enflasyonuyla nasıl baş ediyor, Avrupa ve ABD’de bir evde kaç platforma abonelik var acaba?” diye araştırırken ilginç bir kavramla karşılaştım: Subscription Fatigue… Kısaltma ve kavram bulmakta usta ABD’liler bulmuş. “Fatigue” sözcüğü ‘yorgunluk’tan geliyor. Yani ‘Metal yorgunluğu’ kavramındaki gibi bir bıkkınlık olan ‘abonelik yorgunluğu’ yaşıyoruz. Modern çağ insanının en enteresan sıkıntılarından biri de bu olacak gibi. Hem eğlenceden geri kalmama telaşı hem de çeşit çeşit platformlara abone olma azmi 2020’lerin insanında şimdiden bir yılgınlık yaratmaya başlamış bile. Abonelik ekonomisi tabii ki en büyük patlamasını pandemi dönemi evde sıkılan insanlar sayesinde yaptı. İsviçre merkezli yatırım bankası UBS, halen 650 milyar dolar civarında olan dünya abonelik ekonomisinin 3 yıl içinde 2 kattan fazla büyüyerek 1,5 trilyonu aşacağını rapor etti. Dijital çağın tam içine doğan Z Kuşağı’nın yüzde 95’inin tablet ya da telefonunda en az bir adet ‘çevrimiçi satın alınmış’ uygulama veya ‘düzenli ödeme yapılan abonelik’ bulunuyor. Y Kuşağı’nda da bu oran biraz daha düşük. 25 yaş üzeri çalışan kesimlerin 3’te 2’si bir abonelik ödemesi olduğunu söylüyor. Bu rakam 2019’a göre yüzde 100’lük bir atışı ifade ediyor. Dijital çağ insanı için artık abonelik ödemesi, kira, elektrik, doğal gaz ödemesi gibi bir ev gideri haline geldi, geliyor.
Aylık ücretler (Hangisi kaç TL?)
- Netflix 40.99
- Disney+ 34.99
- Amazon Prime 7.90
- Blu TV 15.90
- Exxen 35.90
- Gain 13.90
- Turkcell TV+ 16.99
- Bein Connect (Maçlı paket)143
- YouTube Premium 25.99
- Spotify 17.99
- Apple Music 13.99