Dijitale uyum sağla, mutfakta başarılı ol!

İyi bir restoran açmak çok kişinin hayalidir. Eskiden ‘nitelikli bir mekan’ sahibi olmanın ilk şartı ‘lokasyon’ denilirdi. Eskiden dediğim de çok geçmiş yıllar değil; topu topu 5-6 yıl öncesi filan. Yani ‘dijital devrim’ hayatımıza yerleşmeden önce bir restoran için olmazsa olmaz şatlardan biri ‘iyi bir yerde’ bulunmasıydı. Hatta lokantacılık sektörünün duayenleri ‘bu işin aslı masa satmaktır’ diyerek mekanın yeri ve ortamına verdikleri önemi vurgulardı. Ayrıca, ‘manzaran ve dekorasyonun iyi olacak ki müşteri, geldiğinde güzel yemeklerin tadına varsın’ deniyordu. Tabii ki bugün bu formülün yüzde 100 garantisi yok. Bu yolla iyi para batırıp hayallerine veda eden de çok. Çünkü artık dijital çağda yeme içme sektöründe iş bambaşka bir yere geldi. Şimdi gurme sektöründeki asıl büyüme online taraf ve yemeği eve yollama formülleri üzerinden ilerliyor. Müşteri ‘gelsin yemeklerin tadına varsın’ kavramı özellikle pandemi döneminde iyice geride kaldı. Hızla gelişen ‘Food-Tech’ kavramıyla müşteri evinden de iyi yemek talep eder hale geldi. Bu alanda da önce Yemeksepeti sonrasında Getir Yemek gibi markalar dijital iş modelleriyle öne çıktı. Son birkaç yılda ‘Yemeksepeti’ne özel’ açılan işletmelerin sayısı hızla artıyor. Lokasyonun aşırı önemli olmadığı ama motorla dağıtıma uygun, kirası düşük yerler öne çıktı. İç dekoruna devasa paraların harcanmadığı, bırakın manzarayı müşteri için oturacak masası bulunmayan ve garson ordusu çalıştırmak zorunda olmayan mekanlar türedi. Bu model tamamen ‘Food-Tech’ denilen bu dijital devrimle hızlandı. Kabaca, senin-benim lokantamın malını, şuna-buna buna dağıtan teknoloji firmaları ‘iş pratikliği’ ile bu alanda belirleyici olmaya başladı. 

Eve siparişte sepet rekoru: 5 bin lira

Bodrum’da teknelere paket servisi başlıyor