Metaverse evreni üzerine öylesine pozitif bir haber pompalaması var ki, zaman zaman bu hepimiz için yorucu olabiliyor. Hatta Z Kuşağı gençlere, sürekli olarak sanki oradaki bir şeyleri kaçırıyor hissi veriliyor. Metaverse kimine göre internetin rönesansı olacak. Bugüne dek yaşadığımız internet deneyimini ileride dijitalin ilk çağları gibi hatırlayacağız. Bu nedenle de birçok büyük marka ve ünlü isim, özellikle de Zuckerberg’in Meta’sında yerini almaya başladı bile. (Zuckerberg’in Meta’sı dışında da bir sürü ‘verse’ evreni var. Omniverse, Megaverse, Universe, Multiverse sektörde en hızlı büyüyenler.)
Deloitte’un akıllı telefonlardan sonraki ‘en büyük şey’ diye tanımladığı ‘verse’ ekonomisinin 2025’e dek 8 trilyon dolarlık bir değer yaratması bekleniyor. Halihazırda yüz binlerce kişinin, avatar’larını oluşturup oyun oynamaya başladığı bu alemde yerini almayan markaların ileride yaya kalacağı iddia ediliyor. Fakat diğer taraftan da vaat edilen bu yeni dijital düzene geçene kadar birçok abukluk yaşayacağız gibi geliyor. Yani en azından bu yoldaki ilk sinyaller bana hiç inandırıcı gelmiyor. Tamam, dijitalde yeni bir evreye geçmenin bazı sancıları olabilir ama bu iş artık komiklikleri de beraberinde getiriyor.
İleride belki de buna güleceğiz
Son bir iki ayda çeşitli kaynaklardan öylesine enteresan haberler okuduk ki, zaman zaman Metaverse evreninin ‘acemiler için iyi bir çarpılma yeri’ olduğunu düşünmeye başladım. Mesala Madonna’nın Metaverse için ilk adımı atması şanına yakışır şekilde olmuş. Meta’ya mutlaka girmesi gereken Madonna, tasarlattığı avatar’ını sosyal medya hesaplarından tanıttı. NFT alemine de ‘Bored Ape’ adlı maymun serisi ile giren Madonna’nın bu imaj çalışması Opensea adlı pazar yerinin verilerine göre 180 ETH’ye (yaklaşık 570 bin dolar) patladı. (Tamam bu para Madonna’ya koymaz ama muhtemelen ileride, “Hatırlıyor musunuz, 500 küsur bin dolara yaptırdığı bir maymun avatarı vardı” diye anımsayacağız.) Kim bilir yakın gelecekte Bülent Ersoy da bu dünyaya adım atarsa muhtemelen daha şaşaalı ve çok renkli bir tavus kuşu avatar’ı ile giriş yapıp Madonna’yı gölgede bırakacaktır.
Saba Tümer de geçen ay, dillere destan kahkahasının videosunu NFT’ye dönüştürüp 90 bin TL’ye satmıştı. (Hadi bu sosyal yardım amacıyla yapılmış bir kampanya olduğu için ödenen meblağ ileride güzel hatırlanacak.)
Bu yeni dünyada Türkiye’nin yeri
Gelecekte eğer doktorlar bizi ‘verse’ alemlerinden sanal olarak muayene edecekse, yabancı dil eğitimini buralardan VR teknolojisi ile alacaksak sıkıntı yok. Yeni dünyada ticaret de bu yolla döneceği için elbette bu evrene özel bir para birimi olması doğal. Şimdiden bu işleri yürütmek için hukuk firmaları kurulmaya başladı. Henüz belli bir regülasyonu yok ama hukukçular da doğal olarak bu evrenden yer kapmış durumda. Metaverse girişimleri konusunda Türkiye’nin dinamizmi zaten çok iyi. Arazi satın alımında dünyada açık ara en büyük ilginin Türkiye’den geldiğini biliyoruz. Hatta yeni kurulan Metaverse Derneği de bu alana yatırım yapanları ‘sanal arsa dolandırıcıları’na karşı uyardı. Türkiye’den bir tatlıcı ürettiği künefeyi NFT haline getirip Metaverse’teki şubesinde satışa sundu. Trabzonspor da Türkiye’de şampiyonluk kutlamalarını Metaverse’te yapan ilk takım olarak tarihe geçmeye hazırlanıyor.
Peki Metaverse hakkında sen ne diyorsun derseniz, cevabım kısa: “Yapabilenler yapar, yapamayanlar nasıl yapılacağını anlatır.”
