Benim ‘yapay zeka’ (AI) teknolojisi ile bir tüketici olarak ilk tanışmam yıllar önce bankamın çağrı merkezinin ‘sesli asistan’ sistemine geçmesi ile olmuştu. Bir sabah 444’lü numarayı tuşladığımda karşıma müşteri temsilcisi yerine bir ‘robot’ çıkmıştı. Çünkü o zamanlar ‘yapay zeka’ kavramı fazla yaygın olmadığı için karşımızda bir tele-sekreter robotu olduğunu sanıyorduk. O gün de aksi gibi klasik müşteri talepleri dışında bir işlem yapmak istediğim için sinirlenmiş bankamı bırakmayı dahi düşünmüştüm. Çünkü telefonda kanlı-canlı bir müşteri temsilcisi yerine monoton sesli bir robota dert anlatmak sinir bozucu gelmişti. Şimdilerde artık kullanmasam da yapay zeka olanaklarının ilerlemesiyle sesli çağrı merkezlerinin daha iyi çalıştığını tahmin ediyorum. Hatta ‘yapay zeka’nın kavram olarak iyice oturduğunu ve şimdi de insanlardan daha akıllı olduğu yolunda bir inanış olduğunu görüyorum. Yukarıdaki tabloda WEF’e göre mevcut işlerin paylaşımdaki insan-makine oranını görüyorsunuz. McKinsey’in son yayınladığı ‘İşimizin Geleceği’ raporuna göre durum daha acımasız. Dijital dönüşümle birlikte dünyadaki mevcut işlerin yüzde 50’si otomasyonla yapılabilir duruma geldi bile. Her 5 meslekten 3’ünün de otomatize edilebilir durumda olduğu gerçeği var. Bu nedenle anne babalar çocuklarına meslek empoze ederken artık ‘geleceğin mesleklerini’ keşfedip önermek zorunda kalıyor.
30.07.2021 04:30
‘Yapay zeka’ bazı meslekleri bitirse de düşmanımız değil!
Bazı meslekler tarihe karışmaya başladı bile. ‘Haydi yapay zeka gelsin de benim işimi yapsın!’ diyenler de kendine fazla güvenmesin. Yapay zekayla kavga etmeden onunla dost olarak çalışmayı öğrenmek şart