Medya teorisyeni Neil Postman, 1992 yılında yayımladığı “Kültürün Teknolojiye Teslimiyeti” altbaşlıklı “Teknopoli” adlı kitabının girişinde telgrafın icadına yönelik ilginç bir tespit yapar. Telgraf iletişimi o zamana dek hayal edilemeyecek bir hıza ulaştırarak devrim yapmıştı. Ancak bilgiyi bağlamından kopararak anlamsızlaştırmıştı. Artık herkes binlerce kilometre ötedeki olaylardan neredeyse anında haberdar olabiliyordu. Diğer yandan kitleler ilk defa neyle ilgili olduğunu bilmedikleri şeyler hakkında da bilgi sahibi olmaya başlamıştı. Günlük hayatlarında işe yaramayacak, herhangi bir faydaya ya da eyleme dönüşemeyecek malumatlara boğulmuşlardı. Bilgi bolluğu kültürel bir fayda sağlamaktan öte, anlam kaybına ve yüzeyselliğe sebep olmuştu.
25.04.2025 04:30
“@grok, bu yazı ne anlatıyor?”
Hemen her konudaki temel başvuru kaynağımıza dönüşen sosyal ağlarda eğriyle doğruyu ayırt etme sorumluluğu, organik zekalardan yapay zekalara devroldu. Ürpertici bir bedel riskiyle...
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Çip tarihinde yepyeni bir sayfa
16 Mayıs 2025
Dijital araçlarla dönüşen zihinler
09 Mayıs 2025
Modüler telefonun kısa süren hayali
02 Mayıs 2025
Instagram ve WhatsApp'in kaderini belirleyecek dava
18 Nisan 2025
2035 yılındaki insana ve yaşama bakış
Tüm Yazıları
11 Nisan 2025