Bulutlardan gelen bir karar

Çocukken canım sıkıldığında bir sözcük seçer ve içimden durmaksızın tekrarlardım. Bir süre sonra kaçınılmaz olarak anlamsızlaşır; hatta heceleri karışır, bambaşka bir hal alırdı. Teknoloji bahsinde bazı temaları sıkça -ve mecburen- anarken sizlerin zihninde benzer bir etki bırakmaktan korksam da çıta her seferinde öyle yükseliyor ki, değinmemek imkansız hale geliyor.

Örneğin “yapay zeka” teknolojiyle simbiyotik bağa sahip. Dahası bizzat onun mahsulü bir kavram. Her gün bir vesileyle kulağımıza çalınsa dahi esasen onun ne olduğu ya da nasıl işlediğiyle ilgili değiliz. Gündeme geldiği vakaya ve daha kim bilir nelere mahir olduğuna kafa yormak her zaman daha keyifli çünkü. Kabuğuyla oynayıp yeniden kanattığımız yaramız gibi; acıtsa da vazgeçilemeyen türden bir keyif üstelik. Yakın zamana dek adı teknolojiyle birlikte pek anılmayan “mahremiyet” kavramı da kaçınılmaz bir tema. İnternetin mütemmim cüzü desek yeridir.

Gelelim bu iki nakaratla bezeli şarkımızın bu haftaki makamına.