20 Nisan 2024, Cumartesi
17.09.2021 04:30

Çip krizinin öğrettikleri

Küreselleşme iddiasındaki dünyanın ne kadar kırılgan olduğunun en çarpıcı örneği “çip krizi” oldu. Ulusal güvenlik stratejilerini dahi değişime zorlayan bu sıkıntı henüz aşılmış değil. Çözüm çabalarının etkilerini kısa vadede görmek ise hayal

Teknoloji denince çoğumuzun zihninde beliren “Silikon Vadisi”, esasen bir çeviri mağduru. Zira ABD’nin saygın üniversitelerinin ve teknoloji girişimlerinin yoğunlaştığı o bölgeye adını veren bileşenin dilimizdeki karşılığı aslında Silikon değil; “Silisyum” (Silicone / Silicon). O coğrafyanın ismini bir kimyasal elementten alması da boşuna değil. Zira bölgeyi cazibe merkezi haline getiren şirketlerin başında Intel geliyor. Yani silisyumu en yoğun kullanan çiplerin ve yarıiletkenlerin üreticisi. (Hatta “risk sermayesi” olarak anılan “venture capital” sistemi dahi ünlü yatırımcı Arthur Rock’ın Intel’in kuruluşunu fonlamasıyla başlıyor.) Yani Silikon Vadisi bir anlamda “çip” demek. Ancak bugün çipler görülmemiş türden küresel bir krizin öznesi olarak hepimize çok daha fazla şey anlatır halde.