Fransız düşünür Michel Foucault 19. yüzyılı “mekan çağı” olarak adlandırır. En meşhur örneği ise 18. yüzyılda yaşamış İngiliz Hukukçu Jeremy Bentham’dan aldığı ilhamla işlediği “panoptikon” adlı hapishane modelidir. Muktedirin iktidarını en hoyratça hatırlatabildiği bu yapılar tecriti sürekli bir gözetlenme hissiyle pekiştirerek mahkumu alabildiğine sindirir. Foucault “heterotopya” olarak adlandırdığı bu tür mekanların gözden uzak haline de dikkat çeker. Örneğin ölümü anımsatan mezarlıklar tam bir heterotopya olarak modern yaşamın hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan insanlarından mümkün olabildiğince uzakta konumlanır.
15.03.2024 04:30
Dünyanın en gizli altın madeni
Dünyadaki mevcut altının yüzde 7’si çöplüklerde yatıyor. Ve bu servet yeni girişimlerin çabalarıyla yeniden hayata dönmenin yollarını arıyor
Trump döneminin teknolojik yansımaları
15 Kasım 2024
Teknoloji de siyasi ve ekonomik istikrar istiyor
08 Kasım 2024
Tarih yapay zeka için de tekerrür edecek
01 Kasım 2024
Üretken yapay zeka ile kararan hayatlar
25 Ekim 2024
“Ömrümüz daha fazla uzamayacak”
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024