Şu satırları yazmak için bilgisayar başına oturduğum sırada dünya genelinde 8 bin 413 kripto para işlem görüyordu. Neredeyse hepsinin izahname ya da “white paper” olarak anılan açıklamaları var. Ne işe yaradıklarını, neden tercih edilmeleri gerektiğini anlatıyorlar. Bana özene bezene yazılıp hiçbir seçmen tarafından okunmayan siyasi parti programlarını hatırlatıyorlar. Zaten geçtim izahnameyi; yürürlükteki 8 binden fazla kripto paranın sadece isimlerini okumak dahi 2.5 saat sürüyor. Olacak iş değil.
Mevta paralar
Bir de “mevtalar” var. Sahiplerinin hatıralarındaki unutulmaz sızıyla beraber şu ana kadar 1.679 kripto para “batmış” durumda. Bir kripto para nasıl batar diye düşünebilirsiniz. Bazen yeterince ilgi görmediği için kendi kendine sönüyorlar. Bazen de bizzat geliştiricileri sermayesini çeşitli spekülasyonlarla yüksek fiyattan satarak sırra kadem basıyor. En acımasız yöntemlerden birini, akıbetini geçen ay paylaştığım SQUID adlı kripto parada gördük. Piyasaya sürülmesinin ardından birkaç günde “yüzde 83 bin“ gibi akıl almaz oranda prim yapan parayı herkes satın alabildi. Ancak kimse satamadı! Böylece kimliği belirsiz geliştiriciler 3.3 milyon dolarlık vurguna imza atarak bir günde buhar oldular. Kripto kabristanının her bir mezar taşında böylesi renkli hikayeler yazılı. Kıymetinin kökeni bile hala yaygın tartışmalara sahne olsa da; kripto paralar 2 trilyon 600 milyar dolar hacmi aşmış durumda. Dijital paraların değil ancak kripto paraların atası sayılan Bitcoin’in ancak 2009 yılında kullanılmaya başlandığını hatırlayınca kısa sürede kat edilen yolu sıradanlaştırmak güç. Bugün kripto paralar yüzlerce borsa eşliğinde dünyanın pek çok ülkesinde öncelikli yatırım araçlarından biri haline gelmiş durumda. Ulusal bir yönelim olarak ilk örneği 2010 yılında girdiği ekonomik kriz sonucu son derece ağır şartlarla IMF ve Avrupa Birliği ile masaya oturmak zorunda kalan Yunanistan’da görmüştük. Bankalardaki mevduatlara günlük çekim limiti getirdiği günlerde on binlerce vatandaş yaptırımları kripto paralara yönelerek aşma yoluna gitmişti. Benzer bir süreç savaş koşullarındaki Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerinde de aynen yaşandı. Yerel para biriminin hızla değer kaybettiği, resmi yapının yetersiz ya da kullanışsız kaldığı coğrafyalarda kripto paralar halkın bir anlamda kurtarıcısı oldu. Çarpıcı bir örneği, 1983’ten bu yana iki haneli enflasyon oranıyla yaşayan Latin Amerika ülkesi Venezuela oldu. Ülkede (hiper)enflasyon Merkez Bankası verilerine göre 2016 yılında yüzde 800’e, 2019’daysa yüzde 53 milyona kadar tırmandı. Paranın kelime anlamıyla hiçe döndüğü, işsizliğin ve göçün patladığı o günlerde ekonomik bir alternatif arayışı başladı. Sonucuysa ışık hızında bir kripto para dönüşümü oldu.Uyuşturucudan aranan kripto paracı
Ülkede herkes eline geçen resmi para birimi Bolivar’ı anında kripto paralara çevirmeye başladı. LocalBitcoins tarzı bağımsız kripto para transfer hizmetleri, yüksek komisyonlu bankaların yerini hızla aldı. Öyle ki Venezuala, o dönem Küresel Kripto Kullanım Endeksi’nde üçüncü sıraya yükseldi. (2021 itibariyle yedinci) Gidişatı gözlemleyen Devlet Başkanı Nicolás Maduro, 2017’de “Petro” adlı devlet destekli bir kripto parayı kullanıma sundu. Ancak sistemin başına uyuşturucu ticareti sebebiyle ABD tarafından aranmakta olan Joselit Camacho’nun geçmesi pek hoş bir tat bırakmamış olacak ki bu girişim halkta aradığı karşılığı bulamadı. Kripto paralar, tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşamakta olan Türkiye’de de tabanını benzer şekilde her gün biraz daha genişletiyor. Ekonomik tedbirler kapsamında döviz büfelerinin kimlik numarası bazlı satışa zorlanması, bankaların döviz alım-satımında makası iyice açması ve resmi vergiler uç uca eklenince yüzünü kripto borsalarına çevirenlerin sayısı arttı. Türk lirasının bu haftaki yüzde 12’ye varan rekor değer kaybı, bu pazarı daha da hareketlendirdi. Türkiye’nin en büyük iki kripto borsasının işlem kırılımı, bunu destekler nitelikte. CoinMarketCap verilerine göre (birçok küresel emsallerindeki gibi) 1.1 milyar dolarlık hacme sahip BtcTurk Pro’da en yüksek oran Tether adlı kripto parada. 719 milyon dolar hacme sahip Paribu’da da benzer şekilde yüzde 17’ye yakın bir payla Tether lider. 2014’te Realcoin adıyla piyasaya sunulan ve USDT olarak da bilinen Tether, ABD dolarına endeksli ilk para birimi. Yani aldığınız 1 USDT her zaman 1 USD değerinde. Dolayısıyla kripto paraların sürprizli kur dalgalanmalarından muaf. Her ne kadar sürekli sorgulansa ve soruşturmalara konu olsa da kurucularının iddiasına göre Tether’ın şu an 72.5 milyar ABD dolarını aşan pazar değerinin tam karşılığı ABD doları olarak da tutuluyor. Çok zorlarsak Tether’a “gayrıkesmi dijital ABD doları” diyebiliriz. (ABD doları kadar popüler olmasa da Tether’ın euro ve Çin yuanına endeksli sürümleri de bulunuyor.) Resmi vergi ve komisyonlardan muaf ve tutarlı bir değer olması, diğer kripto ya da itibari para birimlerine kolayca çevrilebilmesi gibi özellikleri sebebiyle Tether’ın popülerliği Türkiye’de de hızla artıyor. Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bir süredir resmi kripto para projesi üstünde çalıştığı da biliniyor. Kurum ayrıca geçtiğimiz Nisan ayında Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle kripto varlıkların ödemelerde kullanımını yasaklamıştı. Aynı düzenlemeyle kripto borsalarına para transferinin bankalar üstünden yapılma zorunluluğu getirilmesi de bu alanın yakın gelecekte bu kadar serbest kalmayacağına işaret eder gibi. Aynı adımları izleyen Çin’de hükümet resmi kripto parasını tamamladığı anda diğer bütün kripto paraların sahipliğini, ticaretini, madencilik yoluyla teminini; hatta kripto para şirketlerinde çalışmayı dahi yasaklamıştı. Türkiye’nin ekonomik krizinin harlı ateşinde bize pişirdiğinin tadına bakmak için çok beklememiz gerekmeyebilir.Gucci’nin 7 bin euroluk “xbox bavulu” 1 günde tükendi
- Haberlerin detaylarına ulaşmak için sayfada yer alan QR kodu telefonunuzun kamerasına okutabilirsiniz.
- ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai, geçtiğimiz Ağustos ayında Türkiye’nin Facebook, Netflix, Amazon gibi ABD kökenli dijital şirketlere uyguladığı “dijital vergi” uygulamasını kaldırmasını talep etmişti. Bu hafta bu talep yerine getirildi ve Türkiye, ABD’yi bu uygulamadan çıkaran ülkeler arasına katıldı.
- Facebook ve Instagram’ın çatı şirketine dönüşem Meta, 2023 yılına kadar Facebook ve Instagram platformlarındaki mesajlaşmaları uçtan uca kriptolu hale getirmeyeceğini açıkladı.
- Gucci, yalnızca New York, Beverly Hills, Mexico City, Pekin, Tokyo, Londra, Berlin ve Milano şehirlerindeki mağazalarında satmak üzere Microsoft xbox oyun konsoluna özel 100 adetle sınırlı bir “bavul” tasarladı. 7 bin euro etiketle 17 Kasım’da satışa sunulan 100 ürün aynı gün içinde tükendi.
- İsrailli Doral Renewables şirketi, ABD’nin Indiana eyaletinde bin futbol sahası büyüklüğünde bir güneş paneli tarlası inşa ediliyor. 2 milyon 850 bin parçadan oluşacak “Mammoth” adlı yapı 1,65 gigawatt elektrik üretecek. Dünyanın en büyük güneş santrali, Hindistan’daki 2,25 gigawatt kapasiteli Bhalda tesisi.
- Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman, OXAGON adını taşıyan “çılgın projesini” duyurdu. Bu kapsamda Kızıldeniz’in Süveyş Kanalı’na yakın kısmında bir yüzen ticaret şehri inşa edilecek. Şehirde faaliyet gösterecek bütün şirketlerin temiz enerji kullanma ve sürdürülebilir alanlarda faaliyet gösterme şartı olacak. Dünyanın en büyük yüzen yapısı olması beklenen OXAGON, aynı zamanda ilk tam otonom limanına ve entegre lojistik merkezine de ev sahipliği yapacak.
- Google’ın çatı şirketi Alpabet’in iştiraklerinden X tarafından birkaç yıldır geliştirilen robotlar, bu haftadan itibaren Google ofislerinde temizlik görevlisi olarak çalışmaya başladı.
- 2030 yılında benzin ve dizel yakıtlı araçların satışını sonlandırma kararı alan Britanya, inşa edilecek yeni konutlarda elektrikli araç şarj istasyonu bulunmasını şart koştu.
- Yara Birkeland adlı dünyanın ilk elektrikli ve otonom yük gemisi Norveç’te suya indirilerek seferine başladı. 3 bin 200 ton ağırlığındaki 80 metrelik gemi 15 knot hıza ulaşabiliyor.
- Rolls-Royce’un elektrikli uçağı deneme seferinde saatte 387 mil (623 km) hıza ulaşarak rekor kırdı. Bu aynı zamanda hava, deniz ve kara kategorisindeki bütün elektrikli araçlar adına ulaşılan en yüksek sürat anlamına geliyor.
- Britanya Hava Kuvvetleri bu hafta bir Ikarus C42 uçağıyla yüzde 100 sentetik yakıt kullanan ilk uçuşu gerçekleştirdi. Yine Britanya merkezli Zero Petroleum şirketinin imzasını taşıyan ZERO SynAvGas adlı yakıt sadece su ve karbondiyoksitten imal ediliyor. Sentetik UL91 yakıtının hedefi, kurumun 2025 yılındaki “sıfır karbon” hedefine ulaşmasını sağlamak.
- FusionFlight şirketi tarafından geliştirilen AB6 JetQuad adlı hava aracı pervaneli drone’ların kullandığı mantığı jet motorlarına uyarlayarak dikey iniş-kalkışa yeni bir yaklaşım getiriyor. Denemeler sürecinde saatte 402 km hıza ulaşan araç ek tasarım paketiyle saatte 644 km seviyesine çıkabiliyor.
- Cleo firması tarafından geliştirilen Dronut X1 kodlu drone, dünyanın kendi türündeki iki pervaneli ilk örnek. Alışılmadık bir forma sahip üründe 4K kamera, LED aydınlatma ve 3D LIDAR bulunuyor. Küçük boyutu ve çarpmadan etkilenmeyen yapısıyla da birçok yeni kullanım alanı ve senaryosu vaat ediyor.
- İspanya / Katalonya Biyomühendislik Enstitüsü’nden bir grup bilimci geliştirdiği elektronik burnu drone’a entegre ederek havadan koku ve kirlilik denetimi yapabilen bir çözüm geliştirdi. Sistemin özellikle kamu sağlığını olumsuz etkileme ihtimali bulunan işletmelerin civarında denetim ve raporlama amacıyla kullanılması öngörülüyor.
- Bill Gates’in yeni nesil enerji girişimi TerraPower, ilk nükleer enerji santralini Natrium adıyla ABD’de hizmete soktu. Enerji Bakanlığı’ndan 80 milyon dolar destek alan şirket, tesisi General Electric-Hitachi konsorsiyumuyla tamamladı. Santral deneme safhasında 345 megawatt üretim yapacak. Hedef, 400 bin haneye yetecek 500 megawatt seviyesine çıkmak.
- Richard Branson’ın kurduğu uzay şirketi Virgin Galactic, kişi başı 450 bin dolardan satışa sunduğu uzay seferleri için 100 kişinin bilet aldığını açıkladı. İlk ticari uçuşun 2022’nin ortasında yapılması hedefleniyordu ancak geçen ay firma tarafından bu tarihin erteleneceği bildirildi.
- Burundan soluma yoluyla uygulanacak dünyanın ilk Alzheimer aşısı insanlar üstünde denenmeye başladı. 20 yıllık bir çalışmanın ürünü olan aşının birinci fazı 60 ile 85 yaşları arasında 16 gönüllü hasta üzerinde uygulanacak. Protollin adlı bir etken maddeyi temel alan aşı, ense bölgesindeki lenf bezlerinde yer alan beyaz kan hücrelerini tetikleyerek Alzheimer hastalığına sebep olan plakların temizlenmesini sağlıyor.