Gördüğüm ilk bilgisayar babamın seksenli yıllarda çalıştığı fabrikadaydı. O zamanlar “terminal” diye anılıyorlardı. Çünkü esasında (diğer hiçbir çalışana reva görülmeyen serinlikte) müstakil bir odada ikamet eden ve “ana bilgisayar” denen bir başka cihazın uzantısı (terminali) olarak hizmet veriyorlardı. Yalvar yakar bir defalığına girebildiğim o buz gibi odada, üstünde ışıklar yanıp sönen o garip dikdörtgene ürpertiyle baktığımı hatırlıyorum. Stanley Kubrick’in “2001: Bir Uzay Destanı” filmindeki maymunların kara monolitle yaşadığına benzer bir tecrübeydi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim