Susan Willis, Türkçeye “Gündelik Hayat Kılavuzu” adıyla çevrilen 1991 tarihli “A Primer For Daily Life” adlı kitabında modern yaşamın anahtar kavramlarını çözümlemeye “ambalaj” ile başlar. Artık her şey bir ambalaja girmiş, standartlaşmış ve satın alınıp açılıncaya dek mahrem hale gelmiştir. Kendisini sarmalayan hijyenik muhafazanın içinde aynı zamanda güvenilir de olduğunu bize fısıldar. Postmodern bir üçüncü dünya müzesini andıran dükkanlarda (tıpkı sanat eserleri gibi) ürün açıklamalarında kendini pazarlar.
Ambalaj sadece içindeki ürünle değil; örtmeyi başardığı kusurlar ile kabarır. Pırıl pırıl, rengarenk ve bir örnek haliyle karşımıza çıkana dek geçirdiği bütün süreçleri kusursuzca örter. Böylece (örneğin) meyve ve sebzeler toprak, tohum, tarım, çiftçi; hatta doğa ile bağını kopararak adeta markette üretilip satılan bir metaya dönüşür.
07.07.2023 04:30
Medeniyetin yükünü taşıyan köleler
Köle gibi çalışma” hissi hemen herkesin aklına en az bir kere düşmüştür. Oysa “gibi” kısmının fazla kaldığı 50 milyon insan aramızda yaşıyor
