Sanayi Devrimi yüzde 80’i tarımla uğraşan halkın büyük kısmını fabrikalara ve onların çalışmasını sağlayan madenlere kaydırdı. El emeğinin yerini makinelerin aldığı bu dönüşümün merkez üssü İngiltere’de işgücü açığı sebebiyle çocuk işçi ve madenci oranı yüzde 50’ye ulaştı. Erkeklerin (nedense) yarısı kadar maaş alan kadınlar da yüzde 30 gibi hatırı sayılır bir orana sahipti. Günlük ortalama çalışma süresi 14 saate varıyordu.
Sanayi Devrimi’nin yarattığı bolluk ve bereket, onun ateşini daha da harlamak için uğraşan bilimsel ve teknolojik çabalarla birleşti. Ölümcül hastalıklar azaldı, yaşam şartları iyileşti, ortalama ömür uzadı, şehirler daha güvenli ve hijyenik hale geldi. Daha büyük şehirler daha fazla insan, daha fazla insan daha fazla üretim ve tüketim anlamına geliyordu. Ancak devamında hiç hesapta olmayan bir şey oldu: İyileşen yaşam şartları ve uzayan ömre paralel olarak doğurganlık azaldı. Bu gerileme bugün öyle bir seviyeye ulaştı ki artan nüfusa bağlı kaygılar yerini hızla eriyen nüfusa yönelik tartışmalara ve çözüm önerilerine bıraktı.
04.04.2025 04:30
Varlık içinde insan yokluğu
Nüfus gelişmiş ülkelerde düşerken gelişmemiş ülkelerde artıyor. Çalışabilir nüfus erirken, emekli yükü artıyor. İklim şartları fakir ülkelerdeki milyonları göçe zorluyor. Zengin ülkelerde yabancı karşıtlığı artıyor. Kaderi “teknoloji” belirleyecek
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Dijital araçlarla dönüşen zihinler
09 Mayıs 2025
Modüler telefonun kısa süren hayali
02 Mayıs 2025
“@grok, bu yazı ne anlatıyor?”
25 Nisan 2025
Instagram ve WhatsApp'in kaderini belirleyecek dava
18 Nisan 2025
2035 yılındaki insana ve yaşama bakış
Tüm Yazıları
11 Nisan 2025