Borsada ana göstergemiz BIST 100 endeksi bir yıl öncesine kıyasla yüzde 10 aşağıda, dolar bazında ise kayıp yüzde 25’e ulaşıyor. Bu süreçte borsaya hiç bulaşmayıp para piyasası fonunda kalan bir tasarruf sahibi, vergisini de verdikten sonra, anaparasını yüzde 50’yi aşkın artırmış durumda. Endekstekine benzer hisse ağırlıklarlarıyla bir portföyü olan yatırımcı mutlak değer olarak anaparasını kaybetmekle kalmamış, bir de para piyasası fonundan getiri sağlayanlarla kendisini kıyaslayıp kaçırdığı fırsatın da yasını tutuyor.
Borsa bu denli kaybettirdiğine göre çok ucuz olmalı, bu fiyatlama pozisyonları değiştirmek ve hisse ağırlığını artırmak için bir fırsat mı? Ucuzlamak sadece fiyatın düşmesi değildir, o varlıktan elde edilmesi umulan faydaya kıyaslamalı olarak fiyatın seviyesidir. Fayda tamamen ortadan kalktıysa fiyat sıfıra da yaklaşsa o mala alıcı gelmeyebilir. Fiyat ikiye katlanmasına rağmen fayda üçe katlandıysa ucuz da diyebiliriz. Hisse senedinde o faydaya şirketlerin ürettiği kar olarak bakıyoruz. En anlaşılır metrik olarak Fiyat/Kazanç (F/K) çarpanına baktığımızda borsanın ucuz olmadığını görebiliyoruz.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim