Cannes ve Venedik ile gezegenin en önemli film festivallerinden olan Berlin’in diğer iki önemli festivalden en büyük farkı, onlardan çok daha politik olmasıydı ancak bu yıl Berlin bu konuda deyim yerindeyse tamamen çuvalladı. Tüm dünyada olduğu gibi, Almanya’da da aşırı sağın yükselişinin endişe yarattığı bu dönemde, festival yönetiminin aşırı sağcı iktidar partisi AfD üyelerini açılış törenine davet ettiği ortaya çıktı. Bunun üzerine kopan fırtına sonrası yine aynı yönetim davetini “geri çektiğini” açıklayıp, bir de üstüne Demokrasiyi Savunuyoruz adı altında bir gösteri düzenledi. Ancak muz cumhuriyetlerinde olur denen cinsten Aziz Nesin’lik bu durum, festivalin ilk ve son ayıbı olmadı. Önceki festivallerde Ukrayna konusundaki hassasiyetini her an belirten festival, Gazze konusunda aynı hassasiyetin onda birini göstermeyerek ne kadar ‘demokratik’ olduğunu belli etti. Ödül töreninde Altın Ayı’yı alan Mati Diop’un “Filistin’in yanındayım,” cümlesi, tüm festivalin en açık ve en anlamlı karşı duruş cümlesiydi. Aynı açıklamayı ödül alan bazı sinemacılar da tekrarladı. Ertesi gün festival yönetiminden gelen “ödül alanların yaptıkları açıklamalar kendilerine aittir, festivalle ilişkilendirilemez” açıklaması, yönetimin başından beri sergilediği tutumun bir kez daha altını çizdi. Herkesin demokrasisi kendineydi!
01.03.2024 04:30
Berlinale 2024’ten geriye kalanlar
En önemli film festivallerinden Berlinale bu yıl politik tartışmaların odağı olsa da yine merakla beklediğimiz ve çoğunu kısa süre sonra burada da izleyebileceğimiz filmlerle doluydu
Erken gelen ve hazmedilemeyen bir şöhretin hikayesi
22 Kasım 2024
Bakalım bu listeden kaç Oscar çıkacak?
01 Kasım 2024
Güney Amerika’dan çok tanıdık iki hikaye
25 Ekim 2024
Trump’ın gençliği sinemada
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024