Sahne, hiçbir zaman yalnızca gösterilen değildir. Değişim anlarında katlanan, aralanan, geçici bağlantılar kuran bir yüzeydir. Sanatçı Leylâ Gediz, Stagehand serisinde, sahne değişimlerini yakalamaya çalışmıyor; onları bir oluş, bir kesintili akış gibi düşünüyor. Resimleri ne bitmiş bir mekânın imgesi ne de eksik bir dekorun kaydı. Her tuval, bir geçişin açıldığı, sonra yeniden kapandığı bir ara alan gibi işliyor. Burada mekân, edilgen bir zemin değil, hareketlerin, izlerin ve görünmeyen ilişkilerin iç içe geçtiği bir alan haline geliyor. Destek yapıları, sahne arkasının izleri, yarım kalan çizgiler: Hepsi, sabit bir şey göstermeye değil, sürekli değişen bir mekânın parçalarını birbirine değdirmeye çalışıyor. Figürler çekilip giderken bile, sahne yeni bağlantılar kuruyor. Gediz’in resmi, mekânı nesneleştirmez; onu bir devinim, bir açılıp kapanma, bir gerilme alanı olarak düşünmeye çağırıyor. Belki de tam bu yüzden Stagehand, bitmemişe değil, hep sürmekte olan oluşa bakıyor. Leyla Gediz ile Stagehand serisinin ikinci perdesini konuştuk.
23.05.2025 04:30
Leylâ Gediz ve mekanın hareketi
Leylâ Gediz’in Stagehand serisinin ikinci perdesi, The Pill® Galeri’de. Bu sergi, mekanın sabit bir fon değil, sürekli katlanan ve çözülen bir yüzey olduğunu hissettiriyor
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
“Şehirlerin zaman zaman el değiştiren anahtarları vardır”
20 Haziran 2025
Bir resmi görmekten vazgeçmek
20 Haziran 2025
Beden, zaman ve dönüşüm: Ölen Bir Yıldıza Methiye
16 Mayıs 2025
Teoman Madra’nın ardından
02 Mayıs 2025
Kesintinin etrafında dolaşmak
Tüm Yazıları
18 Nisan 2025