Sahne, hiçbir zaman yalnızca gösterilen değildir. Değişim anlarında katlanan, aralanan, geçici bağlantılar kuran bir yüzeydir. Sanatçı Leylâ Gediz, Stagehand serisinde, sahne değişimlerini yakalamaya çalışmıyor; onları bir oluş, bir kesintili akış gibi düşünüyor. Resimleri ne bitmiş bir mekânın imgesi ne de eksik bir dekorun kaydı. Her tuval, bir geçişin açıldığı, sonra yeniden kapandığı bir ara alan gibi işliyor. Burada mekân, edilgen bir zemin değil, hareketlerin, izlerin ve görünmeyen ilişkilerin iç içe geçtiği bir alan haline geliyor. Destek yapıları, sahne arkasının izleri, yarım kalan çizgiler: Hepsi, sabit bir şey göstermeye değil, sürekli değişen bir mekânın parçalarını birbirine değdirmeye çalışıyor. Figürler çekilip giderken bile, sahne yeni bağlantılar kuruyor. Gediz’in resmi, mekânı nesneleştirmez; onu bir devinim, bir açılıp kapanma, bir gerilme alanı olarak düşünmeye çağırıyor. Belki de tam bu yüzden Stagehand, bitmemişe değil, hep sürmekte olan oluşa bakıyor. Leyla Gediz ile Stagehand serisinin ikinci perdesini konuştuk.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim